Tuncer ERGÜVEN

Tuncer ERGÜVEN

RİZE DE DEMİR YOLU NEDEN VE NE ZAMANDAN İRİBAREN ÖNEM KAZANMIŞTIR


Trabzon-Tirebolu-Erzincan-Erzurum-Kars – demir yolu hattının Trabzon da konuşulmasına ve uygulanmaya başlanacağı açıklanıncaya kadar ve Hükümetin belirli bölgelere hızlı tren hattı ile ulaşım sağlamayı amaçladığını açıklamasına kadar Rize de demiryolu pek konuşulmazdı.
Özellikle Trabzon belediye başkanının Rize basınının Rize ye demir yolu gerekliliğini ortaya koymasına karşı tepki göstermesi üzerine Rize basını ve STK çevreleri demir yolu isteriz,Rize yede olması gerekir fikrini yaymaya başladılar ve gelişme kaydettiler.
Demir yolu isteklerindeki öncelikli amaç İstanbul Erzurum hızlı hatta baypasla bağlanmak veya samsuna doğru uzanacak bir demir yoluna hızlı tren sistemi ile bağlanmak tarif edilmektedir.
Yani Trabzon da demir yolu olacaksa Rize de de olmalıdır savı ortaya çıkmaktadır.Bu sav
 önemli olan Trabzon da olan bizde olmalıdır görüşünden kaynaklanmaktadır.Bu sav yanlıştır.Türkiye de eğer ulaşım ağı demiryolu ile illere yayılacaksa elbette Rize de de Hopa da da olmalıdır ve bu zorunludur.Çünkü Hopa dan – İstanbul a , ve bu yolun Trabzon-Rize arasındaki en kısa yoldan muhtemelen Of-Bayburt hattından Erzurum a bağlanması yolcu bazlı raylı sistem taşımacılığı bakımından elbette yapılması zorunludur.
Hızlı Trenin Rize ye gelmesi –Trabzona gelmesi bölgeye ne kazandırır.Daha konforlu seyahat olanağını kazandırır. Ancak Bölgenin ve Rizenin esas ihtiyacı olan mal ve hizmet üretimi ile zenginleşmesine önemli bir katkısı olmaz.
Halen Yapılması siz konusu olan Trabzon-Tirebolu-Harşit-Erzincan yolunun batıdan Giresuna,doğudan Rizeye bağlanması ,hatta bu kompleksin aynı standartta GAP bölgesine ve Kars Üzerinden Tiflise bağlanması ne kazandırır.Türkiye ye mal taşımada ve bu demir yollarlı üzerinden Kafkaslara-Orta Asya ya-Rusya ya olan ihracatımızın ve uluslar arası transit ticaret hizmetlerinden kaynaklanan gelirlerimizin artmasına sebep olurmu? Demir yolunun ulaştığı yerlerden karşılıklı iç ticaretimize şüphesiz katkısı olur.fakat uluslar arası lojistik hizmetleri ,stratejik üretimler de katkısı olamaz.Çünkü Burada Trabzon-Giresun-Rize limanlarının tercih edilmesini gerektiren limanlar yersizdir ve kullanılacak demir yolu alternatif limanlardan ve demiryollarından daha uzun ve pahalıdır ,ayrıca Kars-Tiflis arasında Rus standardı demiryolu ile Türk standardı demiryolu geçiş maliyeti taşıma maliyetini yükselten faktör olacağından da ekonomik olarak tercih edilmeme sebebidir.
 
Rize Üniversitesi ve Maltepe üniversitesinin düzenlediği sempozyumdaki konulardan biride Uluslar arası ticaret ve lojistik ve lojistik merkez ve Rizenin konumu hakkında çok önemli tebliğler sundular. Oturumda benimde bir tebliğim oldu ve Rize ve çevresinin Uluslar arası Lojistik ve stratejik merkez olan coğrafik bölge ilan edilmesinin Türkiye için zorunlu ve alternatifsiz olduğunu bu konuda 1993 yılından gelen çalışmalarımızın olduğunu ortaya koyduk.
Genel sonuç Batum ile Rize arasında bir demir yolunun ve limanların zorunluluğu ve bu hattın Trabzona doğru da uzatılmasında yarar olduğu ortaya konuldu. Fakat salonda demir yolu isteklileri ve resmi zevat yoktu.Tüccar-sanayici-ulaştırma sektörü mensupları yoktu .
Eğer İki üniversite bir şehrin,bir ilin sanayi-turizm-dış ticareti konusunda uzmanlardan akademisyenlerden görüşlerinin tartışıldığı ortamda yoklarsa, STK nın başkanları ve üyeleri yoksa,hatta konuşmacı ve düzenleyici kadrodaki STK başkanları kendi konuşmalarını tartışma ve izleme konusu yapacak üyelerini getiremiyorlarsa kimsenin Trabzon Belediye başkanına kızmaya hakkı da yoktur.Ben Başkanı tanımam.Fakat yanlış yapmış.Bana göre bu konuda yeterli bilgisi yok, seçmeninin türbinlerine  oynamıştır.
1993 Yılında başbakanlık talimatları ile Çay sektörünün problemlerinin çözümü ,kalitenin yükselmesi , dış Pazar talebi varsa üretimin planlanması ,üreticinin gelirinin artırılması için tedbirler alınması için bir komisyon kurularak bir rapor hazırlatılmıştır.
DPT müsteşar yardımcısı başkanlığında ,Hazine müsteşar yardımcısı ,Merkez bankası başkan yardımcısı ,Hazine dış ticaret müsteşarlığı ilgili, genel müdürleri ,DPT nin ilgili genel müdürleri ve daire başkanları,maliye gümrük bakanlığı temsilcileri ve Çay işletmeleri Genel müdürlüğü adına Genel Müdür olarak ben katıldığım çalışma sonucu çay destekleme raporu hazırlanmıştır.
Projenin amacı.Çay bölgedeki üreticinin tek geçim kaynağıdır.Artık çayın dışında alternatif tarım,sanayi,ulaşım ,mal ve hizmet üretim yatırımlarına geçmek gerekir.Bu konuda bölgenin uluslar arası konumu dikkate alınarak yapılması gerekenleri teklif olarak sunarak tartışmaya açılmasını sağladık.
Açıkça şunu söyledik eğer ülkeolarak alternatif ürünleri bölgeye yerleştirmeyi,mal ve hizmet üretim yatırımlarını yapmazsak bölge insanı 1500-2000 dolar yıllık milli gelirle geçinemez ,çayda alınması gereken tedbirleri alamayız.Çaydaki tedbirleri alırken,bölgenin 5-10 yılda fert
Başına önce 5000 sonra 10 dekara ulaşacak milli gelire ulaşmasını planlamalıyız,görüşümüz uygun görüldü ve 3 aylık çalışma sonunda Çay destekleme raporunda aşağıdaki konular yer alarak başbakanın onayı ile Yüksek Planlama Kuruluna gereği için uygun görüşle gönderilip ilgili bakanlık ve kuruluşlar görevlendirilmiştir.
Bu sağladığımız sonuç devletin Rizenin tarihinde Çay sektöründen sonra karar altına aldığı en büyük ekonomik paketti ve Çay bölgesi ulular arası ticarete açılıyordu,tarım çok yönlü hale gelirken çaydan elde edilecek gelirde artırılıyordu.Projede neler vardı.
1-Mevcut çay üretim alanlarının ölçülmesi ,ruhsatsız bahçelerin ruhsata bağlanması.( 903 bin ruhsatlı alan ölçüldü 735 000 dekar ve 42 000 dekar çaylık alan ölçüldü.Yani 180 000 dekar hayalı çaylık ruhsatı verilerek siyasi amaçlı olarak bazı üreticilere kolaylık sağlanmıştı.Bunlar iptal edildi.)
2- Çay kalitesinin artırılması ( Kuru çay üretimi sonucu 12-14 bin ton olan atık çöp miktarı 7-9 bin tona düşürülerek kaliteye geçiş süreci başladı.şimdi çöp ve artık miktarı 40-60 bin tona ulaşmıştır.)
3- Çay ihtisas borsası Kurulması   (Bugünkü Ticaret borsasını Ticaret Odası ile beraber kurduk ve ilk borsa başkanı olarak dünyada örneği olmayan bir yöntemle yaş yaprağı borsaya tescil ederek %4 olan stopaj vergisini %2 ye indiererk yılda 10 milyon dolar civarında bir gelirin vergi olarak ödenmeden üreticide kalmasını sağladık.halen bu destek devam etmektedir.)
4-Çay bahçelerinin her yıl 1/5 oranında gençlik budanmasına tabi tutulması ve budama sonucu toplanamayan ürünün %100 nün o yılın fiyatından üreticiye ödenmesi .(1994 deki muhalif parti liderleri ,vekillerin muhalefetine rağmen uygulandı ve bugüne kadar 600 milyon dolar desteklemeyi üretici almış olup bu tedbir 10yıl daha uzatılmıştır.)
5- İpek ipliği üretimi ve işleme sanayinin kurulması.( Türk –İtalyan ortak girişim projelerli kapsamına alındı ,yıllık 300 milyon dolar gelir hedeflendi.çaykur görevlendirildi 1996 dan itibaren kimse ilgilenmedi.
 6-Çaykurun olumlu sonuçlar aldığı kivi üretimine destek verilmesi kararlaştırıldı( kivi fidanları dağıtıldı,önderlik yapıldı halen kivi soğuk muhafaza depoları yapılmadığı için üretici ürününü 500-1000 TL ucuza satmaktadır ).
7-Silah sanayinin geliştirilmesi kararlaştırıldı (kimse gereğini yapmadı).
8-balıkçılığı entegre edilmesi .(henüz balıkçıların sahilde kurulu entegre kuruluşları yoktur).
9- Rize Limanının uluslar arası hale getirilmesi ve batuma kadar Rus                     standardında demir yolu ile birleştirilerek Asya-Kafkasya-Çin ticari koridoruna Rizenin ve dolayısı ile Türkiyenin bağlanması .
10-Rizede Serbest ticaret bölgesinin Kurulması için Çaykur ulaştırma müdürlüğü alanının tahsis edilmesi ve serbest bölge limanının da yatırıma alınması kararlaştırıldı.
11- Orman köyleri ve orman altı köyleri için hayvancılık-arıcılık projeleri kararlaştırıldı.(çaykur olarak tüm çay bölgesi için hazırlanan proje valilik ve genel müdürlüğümüz kanalı ile Orman bakanlığına ve tarım bakanlığına plan hazırlanıp verildi.1996 dan sonra takip edilmedi).  
Çar işletmeleri Genel müdürü olarak özel kalemden Rize batum demir yolu ve serbest bölgesi porje ön fizibilitesi Çay destekleme projesi uyarınca Ticaret odasının da uygun görüşleri ile devlet bakanlığımıza teklif edildi ve uygun görüşle Başbakanlığı takdim edildi.
1995 Yılı bütçe kanunun görüşmelerde , Tarafımca ayrıca hazırlanan serbest bölge fizibilite raporu Bütçe Kanununda yapılması için ödenek konularak Serbest Bölge genel Müdürlüğü görevlendirildi.çaykurun önerisi aynı sermaye olarak arsanın konulması ve katkı oranı kadar gelir ortaklığı iken değişen yönetim usulsuz ve haksız modelle serbest bölgeyi çalışmaz hale getirirken , 35-40 müteşebbise Çaykur ve valiliğin biz burayı başka amaçla kullanacağız zaten kiralarını ödeyemiyorlar savları ile kapatılmasına sebep olmuşlardır.halen çalışamaz halde hem de hiç kira almadan borç tutulmakta Çaykur ve serbest bölge genel müdürlüğü mutlulukla seyretmektedir.                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                               
Gelelim Rize Batum demiryolunun akibetine.
Bunu Ulaştırma bakanlığının 15 aralık 1999 Çarşamba günü meclis oturumunda açıklaması ile belgeleyelim.
‘’ Trabzon Limanını Gürcistana demir yolu ile bağlamak amacıyla Trabzon-Rize-Hopa-Batum demiryolu planlanmış olup,1996 yılında KTÜ ne yaptırılan çalışmalar sonucu fızıbıl çıkmıştır.
Bakanlığımız DLH genel müdürlüğünün 1999 yılı yatırım programında yer alan    bu proje finansman bulunmadığı için yatırımdan çıkarılmıştır’’ denmektedir.
Yani Rizeli başbakan veya Yardımcısının olduğu dönemde kendisinden önce planlanan serbest bölge limanı ve demir yoluna kaynak bulunamamıştır.
Rizede bu konu defalarca seslendirilmiştir.O dönemde projenin başlangıcından iptaline kadarki süreçte hangi siyasetçi,sivil toplum lideri,tüccar,sanayici,bilim adamı bu konuda ilgi göstermiştir.
Ayni dönemde fızıbıl bulunmayan Trabzon-Erzincan yolu bugün yapılıyorsa,o günlerde iptal edilen yatırım programına sahip çıkmayanlara hala daha değer veriliyorsa ,neden Trabzon Belediye başkanına kızıyoruz ki kendi kendimize kızalım.Biz ne yaptık.Yapanların projelerine destek mi verdik köstek mi verdik acaba.
Sonuç olarak şunu açıkça belirtmek isterim ki.Hiçbir bürokrat başbakan veya Bir siyasi partinin koalisyon ortağının başbakan yardımcısı olduğu ülkede ,o yetkiliye sormadan biz kaynak bulamadığımız için ilinizdeki yatırımı sormadan,onay almadan iptal etmez.Etik ve usul esassında yanlıştır.
Bugün 15 sene sonra dahi olsa Rize bölgesini Türkiyenin menfaati gereği startejik üretim ve lojistik merkez ilan edip Batuma kadar demir yolu ile Rize ve Çayelinde gerçek iki liman yapıp 40-50 milyar dolarlık ulular arası hizmet üretiminden pay almamız gerekir.
Bunu bugünkü siyasilerden,Milletvekillerimizden,bakanımızdan ve Başbakanımızdan beklemekteyiz.Çünkü talebimiz dar bölgecilik anlayışına değil uluslar arası ticaret yolları ve koridorlarında taşınacak ve yapılacak mal hizmetten pay almanın yolu budur.Başka yol yok.Bu olanak Rize ve çevresinin jeopolitik özelliğidir.  
Önceki ve Sonraki Yazılar