Ahmed ÇITLAKOĞLU
“Bez torba” arkasında rant olabilir mi ?
Marketlerde 31 Aralık’a kadar bedava olan plastik poşetler 1 Ocak’tan itibaren paralı…
Nasıl bir mantıksa plastik poşetin kullanılması yasak değil lakin paralı!..
Yani zararlı bir poşet 25 kuruş verince zararlı olmaktan çıkıyor… Yani 25 kuruş zararlı poşeti temizliyor!
***
Dahası market raylarını süsleyen un, şeker, fasulye, nohut, mercimek, bulgur, pirinç, peynir, zeytin, sebze ve meyve gibi gıda maddelerinin naylon poşetlerle paketlenmesinde bir sınırlama yok. Bu poşetler gıda maddeleriyle direk temas ederken sağlığa ve çevreye zararlı değil(!), lakin o poşetli paketleri toplu halde naylon poşete koymak zararlı ve yasak!..
Neymiş poşetler ince (hışır) olursa sağlığa zararlı değil kullanabilirsin, lakin 3-5 kilo yük taşıyabilecek derecede kalın olursa sağlığa zararlı, kullanamazsın!
Pardon geçici yasak!.. Yani o yasağın da 25 kuruşluk hükmü var. Bastır 25 kuruşu, kalksın yasak!
Poşeti market sahibi verirse zararlı (yasak!), müşteri poşeti yanında getirirde kullanırsa zararlı değil!
Yine nasıl bir ticaret ve hukuk mantığıysa; market sahibi her şeyi bedava (promosyon) verebilir lakin poşeti veremeyecek!.. İllâ 25 kuruş alacak. 25 kuruşun 15 kuruşu da devletin olacak.
Ne güzel düzenleme, ne güzel mantık!
Sevsinler bu mantığı!
***
Yasak, yasaktır. Uygulanacaktır… Emir demiri keser.
Plastik poşet yerine hızlı tempoda alternatif ambalaj maddeleri arayışı başladı.
Enteresan olan poşet kullanım yasağının(!) tam da mahalli seçim öncesine rastlaması!..
Ne garip tesadüf ki; tam da “siyasi ilan ve reklam içeren afiş, poster, pankart veya parti bayrağı gibi malzemelerin asılması, yapıştırılması veya teşhiri”ne yasak getirildiği bir ortamda poşetlere yasak(!) getirilirken üzerinde “siyasi ilan ve reklam içeren bez torba ve file” serbest!..
***
Şimdi böyle bir durum karşısında gel de merak etme;
Acaba seçimlerde gerek siyasi ilan ve reklam içeren, gerek isimsiz (promosyon maksatlı, belediyelerce bedava dağıtılacak) bez torba ve file hazırlayacak ve Türkiye genelinde ihtiyacı karşılayacak yeni işletmeler, imalathaneler, pazarlama firmaları kurulmuş mudur?
Bez torba ve file hazırlayacak (imalathane, pazarlama) firmaların siyasetçilerle irtibatlı ve iltisaklı olanları var mıdır?
***
Kimseyi zan altında bırakmak istemeyiz.
Ancak sütte ağzı yananların yoğurdu üflemesi misali, bu gibi düzenlemelere artık şüpheyle bakar hale (gelmedik) getirildik!..
Her neyse bizler yine de suizanda bulunmayalım. Ama takipten de geri kalmayalım!
***
Biz niye böyle olduk?..
Biz böyle değildik ne oldu bize?..
Kimse kimseye güvenmez oldu… Neden?
Ne zaman ki bir hukuki düzenleme yapılsa, bir tebliğ, bir genelge yayınlansa; toplumun genel menfaatinden ziyade hemen “acaba bu kimin için çıkartıldı, bu kimi ve kimleri korumak ve kollamak için düzenlendi?” denilir hale geldi.
Bir ihale şartnamesi hazırlansa; ilk akla gelen: Acaba bu adrese teslim bir şartname mi, bu ihale özel birilerine verilmek üzere mi hazırlandı?..
Gümrük Vergisinde bir indirim, ihracat ve ithalatla alakalı bir teşvik veya sınırlama getirilse; acaba kime özel ve kimin için çıkartıldı, kimler istifade edecek?..
Belediye bir imar düzenlemesi yapsa; ilave katlar verilse, yeni yeşil sahalar açılsa ya da yeşil sahalar imara açılsa; acaba kimlere rant sağlanıyor?..
Geçmiş vergi borçlarıyla bir yapılandırmaya gidilse; bu yapılandırmadan acaba esas hangi büyük holding ve iş adamları istifade edecek?..
Cezaevindeki mahkûmlarla alakalı bir af çıkartılacak olsa; acaba hangi özel mahkumlar için bu düzenleme yapılıyor?.. Gibi şüpheyle bakılır hale geldi. Neden?
***
Biz bu hale nasıl geldik?..
Bizi bu hale kimler getirdi?
Bu şüpheli yaklaşımlar, bu sorgulamalar yersiz mi?
Ülkemizde bugüne kadar bu sualleri haklı çıkartacak uygulamalar olmamış mıdır?
Sözde uzmanların “Tereyağı ve yumurta yemeyin” tavsiyelerinin altında da rant çıkmamış mıdır?
Döviz kurlarıyla alakalı ansızın alınan bir kararla bir gecede bazı şahıslar süper zenginler sınıfına yükseltilirken, binlerce, milyonlarca insanımızın mağdur edildiği olmamış mıdır?
***
Geçmişe bakarak, geçmiş uygulamalardan ders alarak; faraza poşet-bez torba uygulamasında olduğu gibi her yeni hukuki düzenlemede de “acaba bunun arkasında bir rant olabilir mi?” cinsinden bir sorgulama yapılacak olsa; sorgulamayı yapanlar mı, yoksa sükût edip yapmayanlar mı sorumsuz davranmış olurlar?
***
Bir uygulama yapılırken aman dikkat geçmişte olduğu gibi sakın “sözde umumun menfaatine kılıfıyla lakin özde bazı şahısların özel menfaatine olmasın” diye gayet masumane eleştirilere tahammül edilmemesi bile; o uygulamada rant kokusu olduğunu göstermez mi?
Bir uygulanma yapılırken, ya da yapılmadan önce “faydalı mıdır, zararlı mıdır, kime faydası vardır, kime zararı vardır” gibi sorgulanmazsa; haksızlığa ve yolsuzluğa prim verilmiş olmaz mı?
***
“Duygusuz olmak kadar dünyada lakin derd yok;
Öyle salgınmış ki me’lun: Kurtulan bir ferd yok!
Kendi sağlam… Hissi ölmüş, ruhu ölmüş milletin!
İşte en korkuncu hüsranın, helakin, haybetin!” (Mehmed Akif)
Vesselam…
Ahmed Çıtlakoğlu
12 Ocak 2019 / 06 Cemâziyelevvel 1440