Tuncer ERGÜVEN

Tuncer ERGÜVEN

FIRTINADA SEL FELAKETİNE DAVETİYE

Son 3 yıl içinde Gündoğdu –Rize-Giresun-Samsun da yağan şiddetli yağmurlar sellere dönüşürken ,büyük mal ve can kaybına sebep olmuştur ve olmaya devam etmektedir.

1935 yılından beri vadilerimizdeki sellerin büyüklüğünü,hacmini vadilerde yaşayan yaşlı yurttaşlarımız bilirler.

Dedelerimiz ev ve yapılarını hiçbir zaman dere yatağına kurmamışlardır.Ancak 1950 lerden sonra yeni konutları ev yapılabilir,bina yapılabilir olanaklarının elverişli olmaması sebebi ile vadilere inmeye başlamıştır.Ancak son 30 yıldır yapılan dere  islahları halkımızı dere kenarlarına konut yapmada daha cesaretli davranmışlardır.Hatta devlette kendi yaptığı dere islah tesislerine çok güvenerek dere yataklarına kamu yatırımları ,sanayi kuruluşları nın yapılmasına olanak vermektedir.

Gündoğdu-Rize de yağan yağmurlar geleneksel dere akar ve  yataklarına sığmadığı için büyük zararlar vermiştir.Tepelerden yamaçlardan,vadinin  oluştuğu havzadan yağan yağmur sebebi ile yüzey akışına geçen azgın suları alacak kanallar yapılmadığından ,yapılan kanalların yetersizliğinden zararlar meydana getirmektedir.

Bunun sebebi su mühendisliğini kör körüne kullanmak , doğru kullanmamaktır .Bilinen okunan su ve toprak muhafaza mühendisliğinin ,hidroloji biliminin uygulanmamasıdır.

Örneğin:Fındıklı Çağlayan deresi.yapılan dere ıslahı tesisi güzergahı,genişliği, sedde yüksekliği ve yapımı itibari ile yetersizdir.Yapılırken yazılı ve sözlü olarak kimseye anlatamadık.Ancak Çağlayan vadisinin Marsis tepesinden kopacak bir sele o tesisin dayanması mümkün değildir.Asgari üç yerden yıkılacak ve Aksu mahallesinde son 20 yıldır yapılan konutları denizde toplamamız mümkün olacaktır. Arzu edilemeyen böyle bir felaket sonunda İlimizin değerli yöneticileri ve siyasileri hatta bakanları taziyeye geleceklerdir.Eğer böyle bir şey olursa gelirken tesisin yapıldığı devlet kaynaklarının harcandığı yıllardaki kaymakam,vali,DSİ şübe,Bölge Müdürü ve Genel müdürü de orda bulunma cesaretini göstersinler.

Çünkü 1935 de 1k. Genişliğinde bir alanı kaplayan bir sel bölgesidir. Karayollarının 100 m.lık dev ağaç köprüsünü kibrit kutusu gibi getirip o zaman inşa halinde olan bugünkü karayolu köprüsünü yıkan   seli gözlerimle gördüm.

1975-1976 da yapılan kaptan paşa deresinin Büyük köy ve Beyazsu vadisinden yağmur yokken,sadece Kaptanpaşa ya düşen yağmurla DSİ nin yaptığı tesisin nasıl yok olduğunu seyretme olanağını bulunca ,ikazlarımızı dikkate almayan DSİ yetkililerinin utancını gördüm.

 

Dün Fırtına vadisindeydik. Çamlı hemşine yakın bir yerde bir akaryakıt tesisi ve Otel yapımının bittiğini gördük. Kavron vadisi ve Çat vadisine aynı anda düşecek bir şiddetli yağmur yağması durumunda  o vadide o noktada  akar suyun sığması olanak dışıdır ve onu yıkacaktır.

Fırtına vadisinin mansabında,denize kavuştuğu bölgede Ardeşen köprüsünden başlayarak yukarıya doğru sağlı sollu 10 ar metreden fazla su akar yatağı daraltılmaktadır.

Yani bir felaketin alt yapısı farkında olmadan hazırlanmaktadır.

5 Yıl kadar önce sadece Çamlı Hemşin ve çat Köyü ararsında düşen (Çattan yukarı havzadan sel gelmedi) aşırı yağış Osmanlı ve Pınar tesisleri arasındaki yolu tahrip etmiş,İl Özel İdaresinin yaptırdığı soğuk hava deposunu yıkmış, Mevcut dere ıslahı yatağına sığmayıp Çamlı Hemşin yoluna yer yer girmeye başladığı , mevcut geniş yağa sığmadığı 5 yıl önceden bilinip görülmesine rağmen şimdi akar su yatağı daraltılmaktadır.

 Yapılan daraltma  işleminin başladığı yani Atmaca heykelinin yanına temel atmada hazır bulunan,projeyi yapan,yatırıma alan,yatırımı kamu adına izleyen,kontrol eden tüm yetkililerin adını bir plakete yazmakta yarar görmekteyim.Çünkü Allah gösteremesin Tunca vadisi ile eş zamanda Hemşin havzasının 5 yıl önceki şiddette bir yağmur alması halinde Çamlı Hemşin yolundaki yerleşik düzeni,Ardeşen şehrine girişteki Sanayi sitesi ve binaların,Otellerin bulunduğu bölgenin felaketle buluşması kaçınılmazdır.

İşte böyle bir günün arkasında o isimlere ihtiyacımız olacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar