Ahmed ÇITLAKOĞLU
Sarayburnu Camii memba suyuna kavuştu
İstanbul Fatih İlçesinde (Mimar Sinan eseri) Şehzade Camii örnekleme suretiyle (tamamen kesme taştan) inşa edilmiş olan Giresun/Bulancak Sarayburnu Camii (yine tamamen kesme taştan inşa edilen) şadırvanı 41 km. mesafeden (yayladan) gelen içme suyuna kavuşmanın mutluluğunu yaşıyor…
Sarayburnu Çeşmesi (Şadırvanı) ve 9 çanaktan şarıldayan yayla suyu;
Şadırvanıyla, suyuyla hayalin esere dönüşümü…
Mananın maddeyle bütünleşmesi…
İnancın ve sabrın zaferi…
***
Sarayburnu Camii ve Sarayburnu Şadırvanı; Eynesilli Hacı Mustafa Eren Hocaefendi’nin manevî evlatlarının göz nuru ve el emeği…
Sarayburnu Şadırvanı; bu gönül erlerinin (ilk çıraklık eserleri Eynesil çeşmesinden sonra) ustalık eseri…
Eserin mimarı: Aslen Ordulu, naklen Bulancaklı, günümüzün Mimar Sinan’ı; Hacı Yûsuf Ziya SİPAHİ Hocaefendi…
Eserin çalışanları: Giresun’un ender mutasavvıflarından, Sivaslı İhramcızâde İsmail Hakkı Toprak Efendinin Giresun temsilcisi (tasavvufî ifadeyle halifesi), Merhum Eynesilli Hacı Mustafa Eren Hocaefendi’nin manevî evlatları…
***
Eserin çalışanları öyle bir gönül erleri ki;
Abdestsiz eline kazma kürek almayan, taş üstüne taş koymayan…
Yere her kazma vuruşta “Bismillah”, her kürek sallayışta “Yâ Allah” diye zikreyleyen…
Günün yorgunluğunu (sohbet mahalli) vekalede Niyazi Mısri’den, Yunus Emre’den, Fuzulî’den, Emrah’tan, Hulusi’den bazen Aşık Veysel’den, Pir Sultan Abdal’dan beyitler eşliğinde küçük bardaklarda çay yudumlayarak gideren zâkirlerdir.
***
Yardımına tenezzül edilmeyen iş adamları!..
Bir anı:
Yusuf Ziya Hocaefendi ile bir gün sohbet ediyorduk… Bir ara, pandemi sürecinde yardım etmek isteyen hamiyetperver ve yardımsever insanlarımızı ziyarete gidemediğinden, bu sebeple borçlardan dolayı da gönlünün daraldığından (gayri ihtiyari) bahsetmişti…
Dedim ki: “Hocam, bunu bu kadar niye dert ediniyorsunuz ki; iktidar partisi milletvekillerine rica etseniz de; hani onların ricalarıyla spor kulüplerine trilyonlar bağışlayan büyük iş adamlarından sizin bu eserlerinize de birkaç trilyon aktarsalar olmaz mı?..”
Dedi ki: Olmaz…
- Neden olmaz?
- Çeşme, Cami gibi eserler hayır müesseseleridir… Buralara verilen yardımlar sadakadır… Sadaka, kulun rızası için değil Allah’ın razısını kazanmak için verilir… Sadaka verecek kişi niyetinde samimi olmalı, verirken yalnız Allah’ın hoşnutluğunu gözetmeli, gösterişten kaçınmalıdır… Bir siyasetçinin ricasıyla verilen paralarda (sözde yardımlarda) belki istisnası olabilir ama genelde Allah’ın hoşnutluğu değil kulun (siyasetçinin) hoşnutluğu, ya da birilerine gösteriş, riya veya reklam yatar… Bir garibanın iyi niyetle, sırf Allah rızası için kendi dar imkânlarıyla vereceği 1 (bir) lira, gösteriş için veya başkalarının baskısıyla verilen 1 trilyondan daha evladır.
***
Şadırvanın 9 çanağından şakırdayan su sesinin özellikle gece yarısından sonra seher vaktinde ve sabah namazı sularında kuş sesleriyle ayrı bir ahenk oluşturduğu, sırf bu su sesini dinlemek için sabah namazı cemaatinin arttığı…
Keza, o şadırvandan akan gür su ile abdest almanın ayrı bir huzur verdiği, sırf o huzuru tekrar yaşamak için abdestli olanların dahi şadırvanda abdetlerini tazeledikleri; söyleniyor…
***
Su akmaya başladıktan sonra vatandaşların su bidonlarıyla şadırvana akın ettikleri, bugüne kadar suya ödedikleri para yerine, daha fazlasını sadaka olarak derneğe yardım yapmaya başladıkları da gelen güzel haberler arasında….
***
“Bu güzel eserde bizimde bir liramız olsun” diyenler için Bulancak Sarayburnu Camii ve Külliyatını Yaptırma ve Yaşatma Derneğinin banka hesap numarası:
Vakıfbank Bulancak Şubesi İBAN: TR 36 000 15 00 158 00 727 368 64 96
Hesap No: 00 158 00 727 368 64 96
***
Cami ve şadırvanın inşasında, suyun getirilmesinde; başta Yusuf Ziya SİPAHİ Hocaefendi olmak üzere emeği gecen herkese, hamiyetperver ve yardımsever gönül insanlarına, siyasetçi ve bürokratlara gönülden ziyade teşekkürler ve tebrikler…
***
Sadaka olarak verilecek mal helâl yoldan kazanılmış olmalı, verilecek kişiye en faydalı olanı seçilmelidir. (Bakara 2/267).
Kur’an, kişinin edindiği malı kendi başarısının ürünü diye görmemesi gerektiğini, bunun gerçek sahibinin Allah olduğunu ve kendisine imtihan amacıyla bir lütuf ve emanet olarak verildiğini hatırlatır. (Âl-i İmrân 3/26; el-Enfâl 8/28; en-Nûr 24/33).
Vesselam…
Ahmed Çıtlakoğlu
20 Haziran 2021 Pazar / 10 Zilkade 1442