Artık Korona bizim bir parçamız, mütemmim cüzümüz!..

Bundan böyle onunla yatıp onunla kalkacağız!..

***

Bu gerçeğin (hadi iyimser ifadeyle ihtimalin!) mesnedi Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın konuşmalarının satır aralarında gizli!..

 

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan demiyor mu ki “Koronavirüsün dünyada kökü kazınmadığı müddetçe sürekli teyakkuz halinde bulundurmayı sürdürmemiz şarttır!..”

 

Bu ne demektir; bunu nasıl yorumlamak gerekir?..

Anlaşılan o ki, dünyada kolay kolay korona bitmeyeceğine, bittiği ispatlanamayacağına(!) göre Türkiye’de de korona (kısıtlamaları ve uygulamaları) tedbirleri(!) kolay kolay bitmeyecek demektir!..

 

Yani her an belirli bir sınıfa, belirli yaştakilere kişilere veya il ve ilçelere sokağa çıkma yasağı, seyahat yasağı rahatlıkla ve de çok makul bir gerekçe(!) ile rahatlıkla konulabilecek demektir!..

 

 

 

***

Bizler nasıl olsa üç dört yıl “15 Temmuz” tedbirleriyle idare edilmeye alıştık!..

Eh, bir ‘üç dört yıl” da “Korona” tedbirleriyle idare edilmeye alışırız!..

 

Hani bir tarihlerde bir Milli Eğitim Bakanı tarihe not düşmüştü(!): "Ah, şu okullar olmazsa maarifi ne güzel idare ederdim!..”

 

Şimdilerde de tarihe yeni bir not düşebiliriz: “İyi ki korona gibi bir nimetimiz(!) oldu, yoksa bu ülkeyi nasıl idare ederdik!..” 

***

“İstediğin kadar inançlıyım de namaz kıl, sadaka ver. Umut verip, güven aşılayıp da yarı yolda bıraktığın insanın gönül sadakasını her iki dünyada da veremezsin.”(Hz. Mevlana)

 

Vesselam…

Ahmed Çıtlakoğlu

13 Mayıs 2020 Çarşamba / 20 Ramazân 1441