Türk çayı tehdit altında!
100 yıllık ömrü olan Türk çayı 75 yılını doldururken, kalan 25 yılın nasıl uzatılacağına dair çare aranıyor. Yaklaşık 1 milyon kişinin geçim kaynağı tehdit altında
Her 100 Türkün 96'sı gün boyu çay içiyor. Ve çayın ömrü ne yazık ki doluyor.
Bir fincan acı kahvenin 40 yıl hatırı varmış, bir harf için de aynısı söylenmiş ya, öğreten varsa 40 yıl köleliğe dair... Henüz bir bardak çay için verilecek bir 40 yıl yok, zaten istatistiklere göre çayın da Türkiye'de 25 yıllık ömrü kaldı. Çünkü; ülkemizde yaklaşık 1 milyon kişinin geçim kaynağı olan çay, iklim değişikliğinin yanı sıra, tarımsal ilaçların ve gübrelerin bilinçsiz kullanımı gibi nedenlerle tehdit altında. Ve işin özeti: Çoğu çiftçi çay bitkisinin ömrünü nasıl uzatacağını bilemediğinden, çaylıklarımız azalıyor. Peki ne yapmalı? Yanıtlarını almak için yaylaya çıkıyoruz. Türkiye'nin en yeşil, yılın 200 günü yağmur alan bölgesi Ayder Yaylası'nda, şansa güneş tepemizde. Yayla serin olur sanırsınız; değil. Buralar böyleyse besbelli memleket yanıyor. İstanbul'dan kalkıp önce Trabzon'a, oradan Rize'ye ve Ayder'e kadar gelmemizin sebebi, harareti alacak bir bardak çayın öyküsünü dinlemek... Unilever, "Sürdürülebilir Çay Tarımı Projesi"yle Türk çayının geleceğini korumak için çıktığı yolun hikâyesini paylaşmak istiyor.
KAÇKARLAR'A KAFES KURULMASIN
Bizimle bu seyahate çıkanlardan biri de Rainforest Alliance (Yağmur Ormanları Birliği) Yönetim Kurulu Üyesi Kenyalı Annemieke Wijn. Bağımsız bir sivil toplum kuruluşu olan Rainforest Alliance, çevresel etkileri azaltmak, toplumsal ve ekonomik faydaları artırmak üzere, geçimleri toprağa bağlı olan bireyler, topluluklar ve şirketlerle işbirliği yapıyor. Kuruluş, 20 yıldır ormanlar için belirlenen standartlara ve sertifikasyon uygulamalarına öncülük ediyor. Wijn, Kaçkarlar'ın yağmur ormanlarının tam karşılığı olduğunu anlatırken, Karadeniz'in ormanları ve buradaki nüfusun beraber yaşayabileceği konusunda iyimserliğini vurguluyor. Bense değilim. En azından, Ayder'e bugün bir tabelacı açan köşeyi döner. Zira her yer inşaat. Ama Wijn'e göre, korumak için Kaçkarlar'a kafes kurup kapatmanın anlamı yok. "Hem içinde durup hem korumak mümkün" diyor. Rainforest Alliance 2006'da kurulmuş. 70 ülkede varlar. Bugüne kadar kuruluş 7.5 milyondan fazla çiftçi ve çaycıya ulaşmış, 90 bin çiftliğe girmiş, 180 milyon ton karbondioksit yok edilmiş. Unilever'le işbirliği de 2011'de başlamış ve hedefledikleri rakam 15 bin çiftçiye ulaşmak. Rainforest Alliance koydukları kriterlere uyan şirketlere sertifika veren bir kuruluş, onlarla çalışabilmek mühim ancak sertifikayı haketmek şartıyla! Hem ekonomik anlamda bir katkıda bulunmak hem de sosyal sorumluluk projeleri geliştirmek gerek... Dolayısıyla Lipton'cular da çay bölgelerinde bu işe dahil olan 150 bin kadına ulaşmaya çalışıyor ve bölgedeki sağlık aracı kadınlarda meme, rahim ağzı kanseri vs. taraması yapıyor.
KESİLİNCE KOKAN ÇAY YAPRAĞI
Gezinin sonunda çay hasadı var. Dünyanın bazı çay bölgelerinde 12 ayda 20 kere çay hasadı yapılabilirken, bizde hasat 3 kez. Dolayısıyla bu vakitlerden birine denk gelmek büyük şans, zira Çarşamba'yı sel aldı mı o sel bazen 1 hafta, bazen 1 ay sürüyor. Elimizde çay makasları, dikkatle kesiyoruz yaprakları. Çay yaprağı daha keserken kokusunu avuçlarınıza veriyor. Yeşil çaylar, kokulu çaylar ve hatta organik çaylar da üzerlerine alınmasın ama siyah çayın yaprağı bambaşka kokuyor. Her gün Türkiye'de 100 kişinin 96'sı bir bardak çay içmeden güne başlamıyor. Bu sebepten çayı 25 yıl sonra da demleyebilmek önem kazanıyor!
Sürdürülebilir çay tarımı projesi nedir?
Türk çayı ekonomik ömrünün yüzde 75'ini doldurdu. Bu amaçla Lipton 15 binden fazla çay üreticisini eğitmeyi amaçlıyor. Bu eğitim sırasında çiftçilere erozyon kontrolü, atık yönetimi, iş güvenliği, kayıt tutma, doğal hayatı koruma, gübreleme ve budama anlatılıyor. Unilever Gıda Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Mustafa Seçkin, dünyadaki yaklaşık 4 milyon tonluk çay üretiminin yüzde 5'inin Türkiye tarafından yapıldığını söylüyor. Bu oranla Türkiye dünyadaki 5'inci büyük çay üreticisi...
Çay tatımcısı Akın Kamiloğlu 20 yıldır çay tadıyor; günde 300 bardak. Bu arada çay tadımcıları yetiştiriyor. Kendi icat ettikleri alete çayı içip tükürüyorlar. Kamiloğlu bu işi yapmak için tek koşul olduğunu söylüyor: "Çayı sevmek lazım." Ve ekliyor: "Tabii bir de sağlam bir mide gerekir."
Bir fincan acı kahvenin 40 yıl hatırı varmış, bir harf için de aynısı söylenmiş ya, öğreten varsa 40 yıl köleliğe dair... Henüz bir bardak çay için verilecek bir 40 yıl yok, zaten istatistiklere göre çayın da Türkiye'de 25 yıllık ömrü kaldı. Çünkü; ülkemizde yaklaşık 1 milyon kişinin geçim kaynağı olan çay, iklim değişikliğinin yanı sıra, tarımsal ilaçların ve gübrelerin bilinçsiz kullanımı gibi nedenlerle tehdit altında. Ve işin özeti: Çoğu çiftçi çay bitkisinin ömrünü nasıl uzatacağını bilemediğinden, çaylıklarımız azalıyor. Peki ne yapmalı? Yanıtlarını almak için yaylaya çıkıyoruz. Türkiye'nin en yeşil, yılın 200 günü yağmur alan bölgesi Ayder Yaylası'nda, şansa güneş tepemizde. Yayla serin olur sanırsınız; değil. Buralar böyleyse besbelli memleket yanıyor. İstanbul'dan kalkıp önce Trabzon'a, oradan Rize'ye ve Ayder'e kadar gelmemizin sebebi, harareti alacak bir bardak çayın öyküsünü dinlemek... Unilever, "Sürdürülebilir Çay Tarımı Projesi"yle Türk çayının geleceğini korumak için çıktığı yolun hikâyesini paylaşmak istiyor.
KAÇKARLAR'A KAFES KURULMASIN
Bizimle bu seyahate çıkanlardan biri de Rainforest Alliance (Yağmur Ormanları Birliği) Yönetim Kurulu Üyesi Kenyalı Annemieke Wijn. Bağımsız bir sivil toplum kuruluşu olan Rainforest Alliance, çevresel etkileri azaltmak, toplumsal ve ekonomik faydaları artırmak üzere, geçimleri toprağa bağlı olan bireyler, topluluklar ve şirketlerle işbirliği yapıyor. Kuruluş, 20 yıldır ormanlar için belirlenen standartlara ve sertifikasyon uygulamalarına öncülük ediyor. Wijn, Kaçkarlar'ın yağmur ormanlarının tam karşılığı olduğunu anlatırken, Karadeniz'in ormanları ve buradaki nüfusun beraber yaşayabileceği konusunda iyimserliğini vurguluyor. Bense değilim. En azından, Ayder'e bugün bir tabelacı açan köşeyi döner. Zira her yer inşaat. Ama Wijn'e göre, korumak için Kaçkarlar'a kafes kurup kapatmanın anlamı yok. "Hem içinde durup hem korumak mümkün" diyor. Rainforest Alliance 2006'da kurulmuş. 70 ülkede varlar. Bugüne kadar kuruluş 7.5 milyondan fazla çiftçi ve çaycıya ulaşmış, 90 bin çiftliğe girmiş, 180 milyon ton karbondioksit yok edilmiş. Unilever'le işbirliği de 2011'de başlamış ve hedefledikleri rakam 15 bin çiftçiye ulaşmak. Rainforest Alliance koydukları kriterlere uyan şirketlere sertifika veren bir kuruluş, onlarla çalışabilmek mühim ancak sertifikayı haketmek şartıyla! Hem ekonomik anlamda bir katkıda bulunmak hem de sosyal sorumluluk projeleri geliştirmek gerek... Dolayısıyla Lipton'cular da çay bölgelerinde bu işe dahil olan 150 bin kadına ulaşmaya çalışıyor ve bölgedeki sağlık aracı kadınlarda meme, rahim ağzı kanseri vs. taraması yapıyor.
KESİLİNCE KOKAN ÇAY YAPRAĞI
Gezinin sonunda çay hasadı var. Dünyanın bazı çay bölgelerinde 12 ayda 20 kere çay hasadı yapılabilirken, bizde hasat 3 kez. Dolayısıyla bu vakitlerden birine denk gelmek büyük şans, zira Çarşamba'yı sel aldı mı o sel bazen 1 hafta, bazen 1 ay sürüyor. Elimizde çay makasları, dikkatle kesiyoruz yaprakları. Çay yaprağı daha keserken kokusunu avuçlarınıza veriyor. Yeşil çaylar, kokulu çaylar ve hatta organik çaylar da üzerlerine alınmasın ama siyah çayın yaprağı bambaşka kokuyor. Her gün Türkiye'de 100 kişinin 96'sı bir bardak çay içmeden güne başlamıyor. Bu sebepten çayı 25 yıl sonra da demleyebilmek önem kazanıyor!
Sürdürülebilir çay tarımı projesi nedir?
Türk çayı ekonomik ömrünün yüzde 75'ini doldurdu. Bu amaçla Lipton 15 binden fazla çay üreticisini eğitmeyi amaçlıyor. Bu eğitim sırasında çiftçilere erozyon kontrolü, atık yönetimi, iş güvenliği, kayıt tutma, doğal hayatı koruma, gübreleme ve budama anlatılıyor. Unilever Gıda Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Mustafa Seçkin, dünyadaki yaklaşık 4 milyon tonluk çay üretiminin yüzde 5'inin Türkiye tarafından yapıldığını söylüyor. Bu oranla Türkiye dünyadaki 5'inci büyük çay üreticisi...
Çay tatımcısı Akın Kamiloğlu 20 yıldır çay tadıyor; günde 300 bardak. Bu arada çay tadımcıları yetiştiriyor. Kendi icat ettikleri alete çayı içip tükürüyorlar. Kamiloğlu bu işi yapmak için tek koşul olduğunu söylüyor: "Çayı sevmek lazım." Ve ekliyor: "Tabii bir de sağlam bir mide gerekir."
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.