Rizeli bu işe ne diyor?
Rize`de dere yataklarındaki binaların yıkılıp, üzerlerinin açılması, kentsel dönüşüm ile kentin güneye taşınması şeklinde bir dizi projeleri içeren rapor genelde olumlu karşılandı ama.
Rize`de 1 kişinin hayatını kaybettiği son sel felaketinin ardından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`nın hazırladığı ve dere yataklarındaki binaların yıkılıp, üzerlerinin açılması, kentsel dönüşüm ile kentin güneye taşınması şeklinde bir dizi projeleri içeren rapor genelde olumlu karşılandı.
Şehir Plancıları Odası Rize İl Temsilcisi İsmail Hakkı Sandıkçı, dolgu alanı üzerinde kurulan kent merkezinin çok sıkıştığını ve güneye açılmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi. Bazı vatandaşların dere yataklarının üzerinin açılması fikrine sıcak baktığı Rize`de, dere yatağı üzerindeki evleri yıkılacak vatandaşlar ise kararı tepkiyle karşıladı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`nın hazırladığı Rize`nin yeniden yapılanması ile ilgili rapora değişik kesimlerden değişik tepkiler geldi. Kimileri olumlu bulurken, bazıları da karşı çıktı. Dere yataklarının üzerinin açılarak kentin güneye taşınması fikrine sıcak bakanlardan İsmet Turgut, evinin üzeri kapatılan Dalyan deresi civarında bulunduğunu belirterek, " Her taraf yamaç. Çok yağış alan bir bölgedeyiz. Yukardan aşağıya sel geliyor, kanallar dolunca su taşıyor, sonra da kenti su basıyor. Dere yatağı üzerindeki binaların yıkılması ve başka bir alana taşınması iyi olur. Benim evimi hemen yıksınlar, taşısınlar. Buna karşı çıkmam" diye konuştu.
Ahmet Çelik ise, şehrin merkezinin dolgu ile oluşturulması nedeniyle derelerin akarının kalmadığını belirterek, "Derelerin üzerini kapatıp arsa yapıyoruz. Şimdi ne kadar kar, ne kadar da zarar ettiğimiz ortada. Artık derelerin üzerindeki binaların yıkılıp, şehrin yeniden planlanması lazım. Bu iş için çok büyük etütlere gerek yok. Doğal afetler bize ne yapacağımızı söylüyor. Derelerin üzerini açıp, ne geçip geçmediğini görmemiz lazım. Böylece dereyi kontrol altına alırız. Yoksa dere bizi kontrol altına alır" diye konuştu. Derelerin üzerinin zamanında açılması halinde bu sorunların yaşanmayacağını ileri süren Hüseyin Meral de, "Şimdi derelerin üzeri açılacakmış, kenti başka yere taşıyacaklarmış. Bence derelerin üzeri açılıp temizlense bir daha bu afet olmaz. Dereleri kontrol altına almamız lazım. 25 yıldır dereler böyle taşmazdı. Şimdi kanala alınan dere yatakları tıkandı. Dere ıslah edilirse bir sıkıntı olmaz" diyerek görüşünü aktardı.
"EVİMİ YIKTIRMAM"
Evi, üzeri kapatılan Dalyan deresinin kenarında bulunan yöre sakinlerinden Seher Yolgiden ise evinin yıkılmasına kesinlikle izin vermeyeceğini belirterek, "Son selde evin alt katını su bastı. Ev dereye 3-4 metre mesafede. Eskiden bu dere akar giderdi. Daha önce hiç su basmamıştı. Şimdi su bastı. Derenin üzeri kapatıldığı için oldu. Bizim dere yatağı genişti. Sağa giderdi, sola gelirdi ama yolunu bulup akardı. Üzerini kapattılar, şimdi akmıyor. Dere yatağındaki evleri yıkacaklarını söylüyorlar. Ben evimi yıktırmam. Evin üst katında bir sıkıntı yok ki, alt katı sıkıntılı. Evin alt katının masrafını bana verirler, orayı doldururlar. Bir daha da su basmaz. Diğer türlü asla evimi yıktırtmam. Gerekirse emekli maaşımdan artırırım, evimin önüne perde duvar yaparım. Dereyi veririm yol tarafına ama evimi yıktırmam" diye konuştu.
ŞEHRİN GÜNEYE AÇILMASI ŞART
Şehir Plancıları Odası Rize İl temsilcisi İsmail Hakkı Sandıkçı da, Rize kent merkezinin mekansal yapısının dolgu alanı üzerinde kurulması nedeniyle sıkıntılar yaşandığını söyledi. Sandıkçı, şöyle konuştu:
"Yaşanan afette dolgu alanı üzerindeki tüm Bodrum katları sele teslim oldu. Ayrıca şehrin önüne bent gibi çekilen Karadeniz Sahil Yolu ile birlikte derelerimiz denize deşarj olamadı. Ne oldu şimdi? Önümüze devlet eliyle koyduğumuz engelleri şimdi kaldırmaya uğraşıyoruz. Karadeniz Sahil Yolu doğru planlanmadı. Kent merkezlerinin 70 ila 100 santimetre kod olarak üstünde planlandı. Ayrıca Karadeniz Sahil Yolu şehir merkezleri geçişinde viyadükler yapıldı. Bu viyadükler, insanların birinci, ikinci ve üçüncü kattaki dairelerini bir anda zemin ve Bodrum kat seviyesine indirdi. Rize`nin kent merkezi çok sıkıştı. Bunu bir kere güneye doğru açmamız lazım. Rize`de yapılaşmaya müsait arsa kalmadı. Mecburen şehir merkezini Güney çevre yolu ile birlikte güneye açmamız kaçınılmaz oldu. Rize merkezde 4 ana kol ile 23 dere var. Bu derelerin üzerinin kesinlikle açılması lazım. Anadolu`nun birçok kentinde insanlar suya hasretken, suyu kent merkezlerine ulaştırmaya çalışırken, biz ısrarla Rize`deki suları sanki kötü bir şeymiş gibi kapalı kutular haline getiriyoruz. Sonra o kapalı dereler bize doğal afet olarak geri dönüyor. Ana kol dere yataklarının üzeri öncelikle açılmalıdır. Rize`de bu ortak bir fikir haline geldi. Bu yerel yönetimlerin gücü ile yapılacak iş değil. Buraya bir şekilde devlet elinin değmesi lazım."
ÖNCE AYNAYA BAKACAĞIZ
İnsanların yöneticileri eleştirmeden önce aynaya bakmaları gerektiğine de vurgu yapan Sandıkçı, "Arsamız dere yatağında ise buraya yapı yapmamamız lazım. Gerekirse fedakarlık yapacağız, malımızı düşük bedellerle devletin kamulaştırmasına müsaade edeceğiz. Bugün derelerimizi koruma adına HES projelerine karşı çıkıyoruz. Doğru, bir çoğu hatalı yapılıyor. Ama dere yataklarını koruma ile ilgili aynı hassasiyetle davranmıyoruz. Dereler çöp ve evsel atıklar atılıyor, kaçak kanalizasyon bağlanıyor. Böyle olunca dere yatakları tıkanıyor. Akmayan su bir şekilde yukarıya deşarj oluyor. Bu da sel baskınlarına neden oluyor" diyerek doğaya sahip çıkılması gerektiğini söyledi.
Şehir Plancıları Odası Rize İl Temsilcisi İsmail Hakkı Sandıkçı, dolgu alanı üzerinde kurulan kent merkezinin çok sıkıştığını ve güneye açılmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi. Bazı vatandaşların dere yataklarının üzerinin açılması fikrine sıcak baktığı Rize`de, dere yatağı üzerindeki evleri yıkılacak vatandaşlar ise kararı tepkiyle karşıladı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`nın hazırladığı Rize`nin yeniden yapılanması ile ilgili rapora değişik kesimlerden değişik tepkiler geldi. Kimileri olumlu bulurken, bazıları da karşı çıktı. Dere yataklarının üzerinin açılarak kentin güneye taşınması fikrine sıcak bakanlardan İsmet Turgut, evinin üzeri kapatılan Dalyan deresi civarında bulunduğunu belirterek, " Her taraf yamaç. Çok yağış alan bir bölgedeyiz. Yukardan aşağıya sel geliyor, kanallar dolunca su taşıyor, sonra da kenti su basıyor. Dere yatağı üzerindeki binaların yıkılması ve başka bir alana taşınması iyi olur. Benim evimi hemen yıksınlar, taşısınlar. Buna karşı çıkmam" diye konuştu.
Ahmet Çelik ise, şehrin merkezinin dolgu ile oluşturulması nedeniyle derelerin akarının kalmadığını belirterek, "Derelerin üzerini kapatıp arsa yapıyoruz. Şimdi ne kadar kar, ne kadar da zarar ettiğimiz ortada. Artık derelerin üzerindeki binaların yıkılıp, şehrin yeniden planlanması lazım. Bu iş için çok büyük etütlere gerek yok. Doğal afetler bize ne yapacağımızı söylüyor. Derelerin üzerini açıp, ne geçip geçmediğini görmemiz lazım. Böylece dereyi kontrol altına alırız. Yoksa dere bizi kontrol altına alır" diye konuştu. Derelerin üzerinin zamanında açılması halinde bu sorunların yaşanmayacağını ileri süren Hüseyin Meral de, "Şimdi derelerin üzeri açılacakmış, kenti başka yere taşıyacaklarmış. Bence derelerin üzeri açılıp temizlense bir daha bu afet olmaz. Dereleri kontrol altına almamız lazım. 25 yıldır dereler böyle taşmazdı. Şimdi kanala alınan dere yatakları tıkandı. Dere ıslah edilirse bir sıkıntı olmaz" diyerek görüşünü aktardı.
"EVİMİ YIKTIRMAM"
Evi, üzeri kapatılan Dalyan deresinin kenarında bulunan yöre sakinlerinden Seher Yolgiden ise evinin yıkılmasına kesinlikle izin vermeyeceğini belirterek, "Son selde evin alt katını su bastı. Ev dereye 3-4 metre mesafede. Eskiden bu dere akar giderdi. Daha önce hiç su basmamıştı. Şimdi su bastı. Derenin üzeri kapatıldığı için oldu. Bizim dere yatağı genişti. Sağa giderdi, sola gelirdi ama yolunu bulup akardı. Üzerini kapattılar, şimdi akmıyor. Dere yatağındaki evleri yıkacaklarını söylüyorlar. Ben evimi yıktırmam. Evin üst katında bir sıkıntı yok ki, alt katı sıkıntılı. Evin alt katının masrafını bana verirler, orayı doldururlar. Bir daha da su basmaz. Diğer türlü asla evimi yıktırtmam. Gerekirse emekli maaşımdan artırırım, evimin önüne perde duvar yaparım. Dereyi veririm yol tarafına ama evimi yıktırmam" diye konuştu.
ŞEHRİN GÜNEYE AÇILMASI ŞART
Şehir Plancıları Odası Rize İl temsilcisi İsmail Hakkı Sandıkçı da, Rize kent merkezinin mekansal yapısının dolgu alanı üzerinde kurulması nedeniyle sıkıntılar yaşandığını söyledi. Sandıkçı, şöyle konuştu:
"Yaşanan afette dolgu alanı üzerindeki tüm Bodrum katları sele teslim oldu. Ayrıca şehrin önüne bent gibi çekilen Karadeniz Sahil Yolu ile birlikte derelerimiz denize deşarj olamadı. Ne oldu şimdi? Önümüze devlet eliyle koyduğumuz engelleri şimdi kaldırmaya uğraşıyoruz. Karadeniz Sahil Yolu doğru planlanmadı. Kent merkezlerinin 70 ila 100 santimetre kod olarak üstünde planlandı. Ayrıca Karadeniz Sahil Yolu şehir merkezleri geçişinde viyadükler yapıldı. Bu viyadükler, insanların birinci, ikinci ve üçüncü kattaki dairelerini bir anda zemin ve Bodrum kat seviyesine indirdi. Rize`nin kent merkezi çok sıkıştı. Bunu bir kere güneye doğru açmamız lazım. Rize`de yapılaşmaya müsait arsa kalmadı. Mecburen şehir merkezini Güney çevre yolu ile birlikte güneye açmamız kaçınılmaz oldu. Rize merkezde 4 ana kol ile 23 dere var. Bu derelerin üzerinin kesinlikle açılması lazım. Anadolu`nun birçok kentinde insanlar suya hasretken, suyu kent merkezlerine ulaştırmaya çalışırken, biz ısrarla Rize`deki suları sanki kötü bir şeymiş gibi kapalı kutular haline getiriyoruz. Sonra o kapalı dereler bize doğal afet olarak geri dönüyor. Ana kol dere yataklarının üzeri öncelikle açılmalıdır. Rize`de bu ortak bir fikir haline geldi. Bu yerel yönetimlerin gücü ile yapılacak iş değil. Buraya bir şekilde devlet elinin değmesi lazım."
ÖNCE AYNAYA BAKACAĞIZ
İnsanların yöneticileri eleştirmeden önce aynaya bakmaları gerektiğine de vurgu yapan Sandıkçı, "Arsamız dere yatağında ise buraya yapı yapmamamız lazım. Gerekirse fedakarlık yapacağız, malımızı düşük bedellerle devletin kamulaştırmasına müsaade edeceğiz. Bugün derelerimizi koruma adına HES projelerine karşı çıkıyoruz. Doğru, bir çoğu hatalı yapılıyor. Ama dere yataklarını koruma ile ilgili aynı hassasiyetle davranmıyoruz. Dereler çöp ve evsel atıklar atılıyor, kaçak kanalizasyon bağlanıyor. Böyle olunca dere yatakları tıkanıyor. Akmayan su bir şekilde yukarıya deşarj oluyor. Bu da sel baskınlarına neden oluyor" diyerek doğaya sahip çıkılması gerektiğini söyledi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.