Yüzen Adaları Karaya Oturan Ladik Gölü'nde 'Bataklık' Tehlikesi
Samsun'un Ladik ilçesindeki Ladik Gölü'ndeki su seviyesinin yaklaşık 2 metreye kadar düşmesi gölün meşhur yüzen adaları da tehlikeye soktu. Su seviyesi azalınca yüzen adalar, zeminle birleşti.
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazmi Polat, yüzen adaların artık zeminle birleşmiş durumda olduğunu belirterek, "Süreç bu şeklide devam ederse 'Ladik Gölü' bataklık olma yolunda" dedi.
İlçe merkezine 12 kilometre uzaklıkta, 870 hektarlık alana sahip Ladik Gölü'nde su seviyesi 2 metreye kadar düştü. Son yıllarda yağış rejimindeki azalma ve gölden su çekilmesi nedeniyle göldeki su seviyesinin azalması ile birlikte ünlü yüzen adalar da karaya oturdu. Bu yıl göldeki su seviyesi azalmaya başlaması ile birlikte yüzen adaların bir kısmının kıyı ile birleştiği görüldü. Ladik Gölü?nün 1960'lı yıllarda baraj gölü haline getirilmeden önce su seviyesinin yaklaşık 5 metre civarında olduğu ancak baraj gölü oluşturulduktan sonra gerek çevredeki erozyon faaliyetleri gerekse de göl içerisindeki bitki tortuların, gölün derinliğinin giderek düşerek gölet seviyesine yaklaştırdığı belirtildi.
"Yüzen Adalar Kuş Varlığı Açısından Çok Önemli"
Göldeki su seviyesinin düşmesiyle ilgili uyarılarda bulunan Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazmi Polat, "Gölün sembolleri olan yüzen adalar artık zeminle birleşmiş durumda. Süreç bu şeklide devam ederse ?Ladik Gölü? bataklık olma yolunda. Yüzen adalar özellikle kuş varlığı açısından çok büyük önem arz ediyordu. Çünkü yüzen adalar insan etkisinden uzak kaldığı için özellikle yuva yapıp üremek için o bölgeye gelen yerli ve göçmen kuş türleri için çok güzel bir barınaktı. Maalesef yüzen adaların geçtiğimiz yıllarda tabanla buluşmasını görüyorduk. Ancak son gözlemlememizde gördük ki bu yıl ise kıyıya vurduğunu gözlemledik. Kıyıya gelen yüzen adaların tekrar yüzen ada konumuna gelmesi çok zor. Bu şu anlama geliyor; Artık o yüzen adalarda kuşlar yuva yapmayacak. Yüzen adalar ayrıca sucul canlılar için de barınak ve üreme alanıydı" dedi.
"Göl Değil Çöl Haline Dönüşür"
Yüzen adaların kıyı ile birleşmesinin göldeki su derinliğinin çok aşağılara indiğinin göstergesi olduğunu belirten Polat, "Geçen yıl gölden çekilen sular ile gölün en derin yerinin 80 santimetre düştüğünü gözlemlemiştik. Bu süreç bu şekilde devam ederse yaklaşık 5 buçuk metre derinliğindeki bir göl 80 santimetrelere düşer ise bu gölün artık göl statüsünden gölete dönüştüğünün göstergesidir. Göletten bir sonraki adımda bataklıktır. Bataklığın da maalesef geri dönüşümü olmadığı için göl yok olma çizgisine geliyor demektir. Eğer su rejimini kontrol altına alamaz isek gölde ki su derinliğini suyun en az olduğu dönemde 2 buçuk metrenin altına düşürürsek çok hızlı bir şekilde gölü yok etmeye doğru gideriz. Biyolojik yaşam açısından da su kalitesi ve su seviyesi düştükçe göl değil çöl haline dönüşür demektir. Şuanda gölün su derinliği 2 metre civarında ancak oradaki balıkçıların ifade ettiklerine göre su çekilmeye 10 gündür başlanmış durumda. Önümüzdeki 40 gün bu şekilde devam eder ise maalesef Ladik Gölü'ndeki su seviyesi çok daha aşağılara düşebilir. Göllerde doğar seyir yok olmaya doğrudur. Ancak bu birkaç asır, birkaç bin yıl sürer, ama biz bir insan ömründe Ladik Gölü?nün maalesef bataklığa dönüştüğünü göreceğiz" diye konuştu.
"Yüzen Adalar Kıyının Bir Parçası Haline Geldi"
Bir yüzen adayı oluşturmanın parayla çok kolay bir iş olmadığını kaydeden Prof. Dr. Polat, "Ancak kaybetmek çok kolay oluyor. Yüzen adanın altındaki suyu çekerseniz, yüzen adalar ya taban suyuyla ya taban ile ya da kıyı ile birleşir. Taban ile birleştiğinde geçtiğimiz yıllarda daha sonra suların artması ile paralel olarak tekrar yüzer ada konumuna geldiğini görüp sevinmiştik. Çünkü kuş varlığı açısından çok önemliydi. Ama bu sene yüzen adaların kıyı ile birleşmiş olması bizi fevkalade endişelendirdi. Çünkü bu yüzen adaların su rejimine bağlı olarak tekrar yüzen ada konumuna gelmesinin kolay olmayacağını, mümkün olmayacağını düşünüyorum. Kıyının bir parçası konumunu gelmiş durumdalar. Hatta bir son gözlemlediğimizde yüzen adaların üstünde eskiden kuş yuvaları olurdu şimdi ise inekler otluyordu" ifadelerinde bulundu.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.