Ziraat Mühendisi Şener Bülbül;  Çayın Kültürel, Sağlıksal ve Stratejik Üstünlüğü Üzerine değerlendirme

Ziraat Mühendisi Şener Bülbül; Çayın Kültürel, Sağlıksal ve Stratejik Üstünlüğü Üzerine değerlendirme

ZİRAAT MÜHENDİSİ ŞENER BÜLBÜL; İNSANLIK TARİHİ BOYUNCA BAZI İÇECEKLER YALNIZCA DAMAKTA DEĞİL, KÜLTÜRÜN, KİMLİĞİN VE AİDİYETİN BELLEĞİNDE YER EDİNMİŞTİR. BU İÇECEKLERDEN BİRİ, HATTA EN ÖNE ÇIKANI, ŞÜPHESİZ ÇAYDIR

ÇAY ÖNEMLİ

Çayın Kültürel, Sağlıksal ve Stratejik Üstünlüğü Üzerine Derinlemesine Bir Değerlendirme

Hazırlayan: Şener Bülbül


İnsanlık tarihi boyunca bazı içecekler yalnızca damakta değil, kültürün, kimliğin ve aidiyetin belleğinde yer edinmiştir. Bu içeceklerden biri, hatta en öne çıkanı, şüphesiz çaydır. Kahve ise, modernleşmeyle birlikte yükselen bir hızın ve bireyselliğin sembolü haline gelmiştir.
Bu yazı, çay ve kahve karşılaştırması yaparken sadece verilerle değil, kültürün derinlikleri, sağlık göstergeleri ve toplumsal dokular üzerinden çayı anlamaya ve anlatmaya çalışacaktır. Çünkü artık bir hatırlatmaya ihtiyacımız var: Çay Önemli.

Çay, binlerce yıllık geçmişiyle sessiz ama güçlü bir hafızaya sahiptir. Çin’de imparator bahçelerinde doğan bu içecek, Anadolu’ya geldiğinde köy kahvelerinde, çay bahçelerinde ve yorgunluk molalarında halkın sesi olmuştur.
Kahve, kentli yalnızlığın, zamana yetişme telaşının içeceğidir. Çay ise köyde sabahın serinliğinde, şehirde öğle molasında, akşam sofralarında bir "birliktelik" halidir. Çayın olduğu yerde "biz" vardır.
İki cam bardak arasına sıkışmış kırmızı demliğin bu kadar çok anlam taşıması boşuna değildir.


Kahvenin keskinliği kısa sürede sinir sistemini uyarır, hızlıca enerji verir, sonra da ani bir düşüşe neden olur. Oysa çay, yumuşak ama sürekli bir etkidir.
Bilimsel olarak da çay;

Kateşinler, polifenoller ve L-theanine içeriğiyle kansere karşı koruyucu,

Kardiyovasküler dengeyi destekleyici,

Zihinsel berraklık ve uzun vadeli dikkat süresini artırıcı etkiler gösterir.
Çayın yapısı, vücuda saygılıdır. Ne kalbi zorlar, ne mideyi yakar. Çay, vücuda yabancı değil; tam tersine ona uyumlu bir dost gibidir.

Kahve ile yapılan sohbet tek kişiliktir; içilen ortamlar genellikle sessiz ve bireyseldir.
Oysa çay:

Ev ziyaretinde ilk ikramdır.

Bir ustanın çırağına “hadi bir soluklan” demesidir.

Bir annenin yorgun oğluna “bir çay koyayım” demesidir.

Askerde, okulda, fabrikada, kahvede “birlik” demektir.


Bu coğrafyada insanlar arasındaki mesafeyi çay kapatır. Bir bardak çay, iki yürek arasında köprü olur. Çünkü çay sadece içecek değil, iletişimdir.


Kahveyi ithal ederiz. Her fincan kahvede bir parça döviz, bir miktar dışa bağımlılık vardır.
Ama çay bizimdir. Toprağımızda yeşerir, fındık bahçesinin yanında durur, dağın eteğinde kök salar.

Türkiye’nin 200 bini aşkın üretici ailesi çaydan geçinir.

Dışa bağımlılığı azaltır, yerli üretimi destekler.

Küçük aile çiftçiliğini ayakta tutar.


Çay yalnızca içilmez. Çay bir istihdamdır, bir üretim modelidir, bir milli meseledir.

Kahve yetiştiriciliği tropikal alanlarda yoğun ormansızlaştırma ve pestisit kullanımı gerektirir.
Çay ise özellikle Doğu Karadeniz’in yüksek eğimli arazilerinde ekosistemle barış içinde yetişir.

Kimyasal gübre ihtiyacı nispeten düşüktür.

Orman kesilmeden yetiştirilebilir.

Erozyonu önleyici etkisi vardır.


Çay, doğaya karşı değil, doğayla birlikte üretilebilen bir üründür.

Neden çay tüketmeliyiz?
Bu soru artık sadece sağlık veya ekonomi ile açıklanamaz. Bu, kim olduğumuzu hatırlamakla ilgilidir.
Çayı artırmak demek:

Kültürümüze sahip çıkmak,

Sağlığımıza destek olmak,

Kırsalı ve yerli üretimi ayakta tutmak,

Bizi "biz" yapan masaların etrafında daha çok buluşmak demektir.
Ve bu nedenlerle, çayın sadece tüketilmesi değil, savunulması gerekmektedir. Çünkü çay bir alışkanlık değil; bir durum, bir duruluş, bir değerdir.


“Çay Önemli” derken bir cümle kurmuyoruz, bir duruş ifade ediyoruz.
Çay, bu coğrafyanın kalp atışıdır.
Birlikteliği, sabrı, emeği ve paylaşımı simgeler.
Bu nedenle çayı artırmak, sadece bir içeceğin değil; yerli bir kültürün, sürdürülebilir bir ekonominin ve kolektif bir sağlığın yükselişidir.
Şayet geleceği yerli, sağlıklı ve bütüncül bir toplum üzerine kuracaksak;
çayın yeri daha da sağlamlaştırılmalı, daha çok içilmeli, daha yüksek sesle savunulmalıdır.

Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.