Zeki Maki'den havaalanı açıklaması
‘Rize Uluslararası Havaalanına, Mhp İktidarında Kavuşacaktır’
AKP tarafından hazırlanan, 2012 yılı Ulaştırma Bakanlığı Kurumsal Mali Durum ve Beklentiler Raporunu incelediğimizde “2009E030090 Proje Numarası” ile kayıtlı olan ve komşumuz Trabzon ilinin mevcut havaalanına yeni paralel bir pist yapımı için haritalama ve zemin etüdü amacıyla revize ödenek olarak 200.000 TL’lik bir maddi kaynağın aktarıldığını gördük. Diğer bir ifadeyle, aslında Rize’nin hakkı olan ve ilimizde yapılması gereken bu yeni pist projesi, Trabzon havaalanının kapasitesinin arttırılması için kullanılmaktadır.
Yine Ulaştırma Bakanlığı DHMİ’nin 2011 ve 2012 yıllarını kapsayan, gelen ve giden toplam yolcu trafiği rakamlarına baktığımızda Trabzon havaalanından 2011 yılında; 2.013.116 yolcu iç hatlarda, 84.938 yolcuda dış hatlarda olmak üzere toplam 2.098.054 yolcu uçuş yapmışken, 2012 yılında ise ; 2.183.101 yolcu iç hatlarda, 73.322 yolcu dış hatlarda olmak üzere toplam 2.256.423 yolcu uçuş yaptığını görmekteyiz. 2012 yılı yolcu sayısı içerisinde en az %25’lik pay yani yıllık 564.105 yolcu Rize’ye aittir.
Diğer taraftan Rize’de havaalanı olmasını işletmecilik açısından ekonomik bulmayan AKP, DHMİ’nin 2012 yolcu trafiği rakamlarına baktığımızda; sadece iç hat yolculuğuna imkan sağlayan Uşak havaalanında 2011’de toplam 15.267 yolcu kapasitesine ancak ulaşılabilmiş ve 2012’de ise hiç uçuş yapılmamıştır. Yine 2012 yılında ; Balıkesir Merkez havaalanı toplam 11.058 yolcu kapasitesine, Tekirdağ Çorlu havaalanı 23.250 yolcu kapasitesine, Siirt havaalanı 30.440 yolcu kapasitesine ve Gökçeada havaalanı ise toplam 1.466 yolcu kapasitesine ancak ulaşabilmişlerdir. Hal böyleyken hiç kimse bu havaalanları kapatılsın dememiştir.
MHP iktidarında Rize ilimiz; 3996 sayılı Yap-İşlet-Devret (YİD) Kanunu kapsamında devletin kasasından bir kuruş çıkmadan, Raylı sistem ulaşım ağı ile desteklenen uluslararası bir havaalanına kavuşacaktır. Organize sanayinin, Rize Limanın, Rize’yi Kafkasya’ya bağlayacak demiryolu hattının ve Ovit Tünelinin verimliliği ile birlikte ilimiz ekonomisinin ve özellikle turizminin gelişmesi, zamanın finansman demek olduğu 21. Yüz yıl dünyasında hava yolu taşımacılığı ile mümkündür. Rize’de bir havaalanın olmayışı en çok ilimizin turizm gelirini olumsuz yönde etkilemiştir. Çünkü turizm günümüzde artık bireysel bir aktivite değil, tur operatörlerinin faaliyetleri sonucunda aileleri de kapsayan kitlesel bir aktivitedir. Bunun için turizm alnında denizinden yararlanamayan bir il olan Rizemiz’de modern bir Marina ile entegre edilmiş “Su Aktiviteleri ve Gençlik Merkezi” kurulacaktır. Ayrıca ilimizde nitelikli istihdama imkan sağlayacak olan ve çay atıklarından Kafein Üretimi yapacak olan bir tesiste mutlaka hayata geçirilecektir.
MHP iktidarında Rize İlimizde kurulacak olan uluslararası havaalanı içerisinde; terminal binası, pistler, aktarma istasyonu, tamir tesisleri ve hangarlar ile hava taşımacılık tesisleri haricinde, mimari projeleri Rizeli hemşehrilerimizin onayına sunularak yapılacak olan ;
1- Özellikle havacılık sektörüne “Yazılım Geliştirme ve Kominikasyon” alanında ARGE çalışmaları yapacak olan bir Tekno-Kent,
2- Kongre ve Fuar Merkezi,
3- Sağlık ve güvenlik sektörüne hizmet verecek en az 2 adet Modern Helipet Alanı,
4- Havaalanından şehir merkezine Raylı Sistemle ulaşım imkanı sağlanacak ve sahil duble yolu il trafiğini de rahatlatacak şekilde yeniden revize edilecektir.
Gümrük ve Ticaret Bakanı sayın H.YAZICI son Rize ziyaretinde;“2013 yılında ÇAYKUR bazı özel sektör çay fabrikalarını kiralayacak” açıklaması ne anlama gelmektedir? Bakanın yapmış olduğu bu açıklama T.C. Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın 2010 yılında yayınladığı KİT ve Özelleştirme Sorunu isimli raporda açıklanan ve Özelleştirme Yöntemleri içerisinde yer alan Kamu-Özel Ortak Girişim Grubu Oluşturma yöntemi midir ? Bunun halka açıkça söylenmesi gerekmektedir. Aynı zamanda ÇAYKUR Genel Müdürü sayın İ.SÜTLÜOĞLU 2012 yılı içerisinde Ulusal Çay Konseyinin de başkanlığına getirilmiştir ki bu, bir kamu kuruluşunun başındaki bürokratın, özel sektöründe çatı kuruluşu olan bir konseyin başkanı olması demektir. Ayrıca sayın Bakan 2013 yılında yaş çay kotasının artmayacağını açıkça beyan etmiştir. Halbuki RTB Başkanı sayın M.ERDOĞAN 2012 yılı yaş çay rekoltesinin 1.150.000 Kg/Yıl düzeyinde gerçekleştiğini ve düşük olduğunu açıkça ifade etmişken ! Üstelik ÇAYKUR’da kapasite artırımı yaptığını ve kapasitesini 7450 ton/güne çıkardığını böylece 2013 yılında üreticilerin sorun yaşamayacağını iddia eden sayın İ.SÜTLÜOĞLU, 18 Ekim 2012 Tarihli ve 28445 Sayılı Resmi Gazete'de Yayımlanan, 4 Ekim 2012 Tarihli ve 2012/3839 Sayılı 2013 Yılı Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Bakanlar Kurulu Kararında, 2013 yılında üreticilerden 620 bin ton çay alınacağını taahhüt etmiştir. Yani 2012 yılında alınan 655 bin tonun altında ! Halbuki ÇAYKUR mevcut 6750 ton/gün kapasitesiyle dahi 1998 yılında 718 bin ton ve 1999 yılında ise 843 bin ton yaş çay alabilen hatta, 4. Sürgün dönemlerinde dahi 50 kg/dekar ek kota verebilen bir kurumdu…
ÇAYKUR’un ne kadar kötü yönetildiğinin en belirgin örneklerinden biride kış dönemimde bölge müdürlüklerine yapılan kuru çay sevkiyatlarıdır. Örneğin, İstanbul bölge müdürlüğünün sahasında bu yılın ilk ayında yani Ocak ayında, her biri ortalama 20 ton kuru çayla yüklü toplam 100 adet kamyon, kış koşulları altında günlerce beklemekteyken, İzmir bölge müdürlüğünün sahasında ise aynı tonajda toplam 75 kamyon kış koşulları altında beklemekte hatta bazı hırsızlık vakalarının dahi meydana geldiği yetkililerce ifade edilmektedir. Bu manzara ÇAYKUR’un kuru çay satışlarında yaşadığı büyük sorunun göstergesidir.
Diğer taraftan, Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Daire Başkanlığı (2012). Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele 2011 Raporunda ; son bir yurda giren kaçak çay miktarının %173 gibi yüksek bir orana ulaştığı ve çay kaçakçılığı ile öne çıkan 20 il içerisinde Rize’nin 3’üncü sırada yer aldığı açıklanmıştır. Bu AKP hükümetinin kaçakçıcıkla mücadelede ne kadar başarısız olduğunu açıkça göstermektedir.
Değerli hemşehrilerim, Rize’yi marka şehir yapacağız iddiasıyla yola çıkan AKP, bırakın Rize’yi yeşil altınımız çayımızı dahi hak ettiği ekonomik değere kavuşturamamıştır. Ayrıca Bölge ekonomimizin lokomotifi olan ÇAYKUR’u her yıl artan oranda zarar eden bir kurum haline getirmiştir. AKP, Rize’yi üreten bir il olmakta çıkarıp sadece tüketen ve tükettikçe borçlanan bir il haline getirmiştir. Bununla birlikte, Rizeli gençleri iş beğenmezlik ve tembellikle itham eden AKP, her sektörde taşeronluk sistemini hakim kılarak nitelikli iş gücünü, niteliksiz ve istikbali olmayan iş kollarında çalışmaya mahkum etmiştir.
ZEKİ MAYİ
MHP RİZE İL BAŞKANI
Yine Ulaştırma Bakanlığı DHMİ’nin 2011 ve 2012 yıllarını kapsayan, gelen ve giden toplam yolcu trafiği rakamlarına baktığımızda Trabzon havaalanından 2011 yılında; 2.013.116 yolcu iç hatlarda, 84.938 yolcuda dış hatlarda olmak üzere toplam 2.098.054 yolcu uçuş yapmışken, 2012 yılında ise ; 2.183.101 yolcu iç hatlarda, 73.322 yolcu dış hatlarda olmak üzere toplam 2.256.423 yolcu uçuş yaptığını görmekteyiz. 2012 yılı yolcu sayısı içerisinde en az %25’lik pay yani yıllık 564.105 yolcu Rize’ye aittir.
Diğer taraftan Rize’de havaalanı olmasını işletmecilik açısından ekonomik bulmayan AKP, DHMİ’nin 2012 yolcu trafiği rakamlarına baktığımızda; sadece iç hat yolculuğuna imkan sağlayan Uşak havaalanında 2011’de toplam 15.267 yolcu kapasitesine ancak ulaşılabilmiş ve 2012’de ise hiç uçuş yapılmamıştır. Yine 2012 yılında ; Balıkesir Merkez havaalanı toplam 11.058 yolcu kapasitesine, Tekirdağ Çorlu havaalanı 23.250 yolcu kapasitesine, Siirt havaalanı 30.440 yolcu kapasitesine ve Gökçeada havaalanı ise toplam 1.466 yolcu kapasitesine ancak ulaşabilmişlerdir. Hal böyleyken hiç kimse bu havaalanları kapatılsın dememiştir.
MHP iktidarında Rize ilimiz; 3996 sayılı Yap-İşlet-Devret (YİD) Kanunu kapsamında devletin kasasından bir kuruş çıkmadan, Raylı sistem ulaşım ağı ile desteklenen uluslararası bir havaalanına kavuşacaktır. Organize sanayinin, Rize Limanın, Rize’yi Kafkasya’ya bağlayacak demiryolu hattının ve Ovit Tünelinin verimliliği ile birlikte ilimiz ekonomisinin ve özellikle turizminin gelişmesi, zamanın finansman demek olduğu 21. Yüz yıl dünyasında hava yolu taşımacılığı ile mümkündür. Rize’de bir havaalanın olmayışı en çok ilimizin turizm gelirini olumsuz yönde etkilemiştir. Çünkü turizm günümüzde artık bireysel bir aktivite değil, tur operatörlerinin faaliyetleri sonucunda aileleri de kapsayan kitlesel bir aktivitedir. Bunun için turizm alnında denizinden yararlanamayan bir il olan Rizemiz’de modern bir Marina ile entegre edilmiş “Su Aktiviteleri ve Gençlik Merkezi” kurulacaktır. Ayrıca ilimizde nitelikli istihdama imkan sağlayacak olan ve çay atıklarından Kafein Üretimi yapacak olan bir tesiste mutlaka hayata geçirilecektir.
MHP iktidarında Rize İlimizde kurulacak olan uluslararası havaalanı içerisinde; terminal binası, pistler, aktarma istasyonu, tamir tesisleri ve hangarlar ile hava taşımacılık tesisleri haricinde, mimari projeleri Rizeli hemşehrilerimizin onayına sunularak yapılacak olan ;
1- Özellikle havacılık sektörüne “Yazılım Geliştirme ve Kominikasyon” alanında ARGE çalışmaları yapacak olan bir Tekno-Kent,
2- Kongre ve Fuar Merkezi,
3- Sağlık ve güvenlik sektörüne hizmet verecek en az 2 adet Modern Helipet Alanı,
4- Havaalanından şehir merkezine Raylı Sistemle ulaşım imkanı sağlanacak ve sahil duble yolu il trafiğini de rahatlatacak şekilde yeniden revize edilecektir.
Gümrük ve Ticaret Bakanı sayın H.YAZICI son Rize ziyaretinde;“2013 yılında ÇAYKUR bazı özel sektör çay fabrikalarını kiralayacak” açıklaması ne anlama gelmektedir? Bakanın yapmış olduğu bu açıklama T.C. Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın 2010 yılında yayınladığı KİT ve Özelleştirme Sorunu isimli raporda açıklanan ve Özelleştirme Yöntemleri içerisinde yer alan Kamu-Özel Ortak Girişim Grubu Oluşturma yöntemi midir ? Bunun halka açıkça söylenmesi gerekmektedir. Aynı zamanda ÇAYKUR Genel Müdürü sayın İ.SÜTLÜOĞLU 2012 yılı içerisinde Ulusal Çay Konseyinin de başkanlığına getirilmiştir ki bu, bir kamu kuruluşunun başındaki bürokratın, özel sektöründe çatı kuruluşu olan bir konseyin başkanı olması demektir. Ayrıca sayın Bakan 2013 yılında yaş çay kotasının artmayacağını açıkça beyan etmiştir. Halbuki RTB Başkanı sayın M.ERDOĞAN 2012 yılı yaş çay rekoltesinin 1.150.000 Kg/Yıl düzeyinde gerçekleştiğini ve düşük olduğunu açıkça ifade etmişken ! Üstelik ÇAYKUR’da kapasite artırımı yaptığını ve kapasitesini 7450 ton/güne çıkardığını böylece 2013 yılında üreticilerin sorun yaşamayacağını iddia eden sayın İ.SÜTLÜOĞLU, 18 Ekim 2012 Tarihli ve 28445 Sayılı Resmi Gazete'de Yayımlanan, 4 Ekim 2012 Tarihli ve 2012/3839 Sayılı 2013 Yılı Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Bakanlar Kurulu Kararında, 2013 yılında üreticilerden 620 bin ton çay alınacağını taahhüt etmiştir. Yani 2012 yılında alınan 655 bin tonun altında ! Halbuki ÇAYKUR mevcut 6750 ton/gün kapasitesiyle dahi 1998 yılında 718 bin ton ve 1999 yılında ise 843 bin ton yaş çay alabilen hatta, 4. Sürgün dönemlerinde dahi 50 kg/dekar ek kota verebilen bir kurumdu…
ÇAYKUR’un ne kadar kötü yönetildiğinin en belirgin örneklerinden biride kış dönemimde bölge müdürlüklerine yapılan kuru çay sevkiyatlarıdır. Örneğin, İstanbul bölge müdürlüğünün sahasında bu yılın ilk ayında yani Ocak ayında, her biri ortalama 20 ton kuru çayla yüklü toplam 100 adet kamyon, kış koşulları altında günlerce beklemekteyken, İzmir bölge müdürlüğünün sahasında ise aynı tonajda toplam 75 kamyon kış koşulları altında beklemekte hatta bazı hırsızlık vakalarının dahi meydana geldiği yetkililerce ifade edilmektedir. Bu manzara ÇAYKUR’un kuru çay satışlarında yaşadığı büyük sorunun göstergesidir.
Diğer taraftan, Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Daire Başkanlığı (2012). Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele 2011 Raporunda ; son bir yurda giren kaçak çay miktarının %173 gibi yüksek bir orana ulaştığı ve çay kaçakçılığı ile öne çıkan 20 il içerisinde Rize’nin 3’üncü sırada yer aldığı açıklanmıştır. Bu AKP hükümetinin kaçakçıcıkla mücadelede ne kadar başarısız olduğunu açıkça göstermektedir.
Değerli hemşehrilerim, Rize’yi marka şehir yapacağız iddiasıyla yola çıkan AKP, bırakın Rize’yi yeşil altınımız çayımızı dahi hak ettiği ekonomik değere kavuşturamamıştır. Ayrıca Bölge ekonomimizin lokomotifi olan ÇAYKUR’u her yıl artan oranda zarar eden bir kurum haline getirmiştir. AKP, Rize’yi üreten bir il olmakta çıkarıp sadece tüketen ve tükettikçe borçlanan bir il haline getirmiştir. Bununla birlikte, Rizeli gençleri iş beğenmezlik ve tembellikle itham eden AKP, her sektörde taşeronluk sistemini hakim kılarak nitelikli iş gücünü, niteliksiz ve istikbali olmayan iş kollarında çalışmaya mahkum etmiştir.
ZEKİ MAYİ
MHP RİZE İL BAŞKANI
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.