“YENİ SENDİKA RİZE İL TEMSİLCİSİ YILMAZ KESKİN’DEN, SAĞLIK VE SOSYAL HİZMET ÇALIŞANLARI ADINA 2022 YILI DEĞERLENDİRMESİ”
Yenilikçi Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (YENİ SENDİKA) Rize İl Temsilcisi Yılmaz KESKİN yaptığı yazılı açıklamada, şu ifadelere yer verdi:
Kıymetli Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanlarımız; bizler, emeğin ve alın terinin korunması için, çalışanların hakkının teslim edilmesi için, sendikacılık adına özellikle son birkaç yılda yapılması gerekip de yapılmayan çok şeyler olduğunu gördüğümüz için elimizi taşın altına koyduk. Bu gerekçelerle bundan yaklaşık üç ay önce Yenilikçi Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası adıyla bir sendika kurduk. YENİ SENDİKA olarak; aziz milletimize gece gündüz demeden hizmet etmeyi, sevgili vatanımıza ve kutsal değerlerimize sonuna kadar sahip çıkmayı, kıymetli görevler ifa eden sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarımızın alın terlerinin ve emeklerinin hakkının korunmasını öncelikli sorumluluğumuz olarak görüyoruz. Bu bağlamda sağlık politikalarında ve sosyal politikalarda çalışanlarımızın iş hayatını önemli derecede etkileyen değişimleri takip ediyoruz. Olumlu gelişmeleri takdir ettiğimiz ve desteklediğimiz gibi, çalışanlarımızı üzen ve örseleyen olumsuz değişikliklere de tepki göstermeyi, bu konularda açık yüreklilikle eleştiride bulunmayı, değişimlerin olumluya evrilmesi için politika sağlayıcılara ve paydaşlarımıza önerilerde bulunmayı da yenilikçi ve cesur sendikal tavrımızın bir gereği olarak gördüğümüzü belirtmek isteriz.
1 MİLYON YENİ İSTİHDAM
YENİ SENDİKA olarak; sağlık ve sosyal hizmet kolunda görev yapan kamu çalışanlarımızın duygu ve düşüncelerine tercüman olabilmek için, 2022’nin bu son günlerinde hizmet kolumuz adına 2022 yılının bir değerlendirmesini yapmak istiyoruz.
Öncelikle ifade etmek isteriz ki sağlık ve sosyal hizmet alanında hepimiz için çalışanlarımızın kutsal emeği, akıttığı alın teri, destansı meslek hikayelerine olan tanıklığımız en önemli ve en değerli konu başlıklarımız arasında olmak zorundadır. Ehliyetli, tecrübeli ve liyakatli çalışanlarımızın emek yoğun üretim biçimiyle ayakta tuttuğu sağlık ve sosyal hizmetler iş kolumuz; yönetsel süreçlerden kaynaklı yaşanan kısıtlılıklar, eksiklikler, aksaklıklar medeniyle çoğu zaman daha karmaşık, daha yoğun ve daha zor bir sektör haline gelebilmektedir. Hele hele sağlıkta şiddet, mobbing ve liyakatsiz sağlık yöneticilerinin davranış problemleri nedeniyle çalışanlarımız daha fazla örselenmekte, hiç mi hiç hak etmedikleri bir durumla karşılaşabilmektedirler. Bugün Sağlık Bakanlığında 776 bin, üniversitelerde 185 bin, özel sektörde ise 400 bine yakın toplam 1 milyon 360 bin sağlık çalışanı görev yapmaktadır. Sosyal hizmetlerde ise 20 bin kamu görevlisi, 30 bin de işçi olmak üzere yaklaşık 50 bin çalışanımız aziz milletimize devletin şefkat elini uzatmaktadır. Bu sayılar 85 milyon ülke insanımıza hizmet edebilmek adına oldukça yetersizdir. Kısaca ve özetle; OECD ülkeleri ortalamasına yaklaşabilmemiz amacıyla açıkça söylemek gerekirse hekim, hemşire, sağlık teknisyeni, memur ve diğer emekçi sağlık çalıaşanlarımızdan oluşan en az yaklaşık 1 milyon yeni istihdam kapasitesini, sosyal hizmetlerde ise en az 100 bin kamu çalışanını birkaç yıl içinde devlet kadrolarına katarak “Türkiye Yüzyılı” heyecanının somutlaştırılması gerektiğini düşünmekteyiz. 2023 yılı; sağlıkta ve sosyal hizmetlerde istihdam yılı olmalıdır. Hele hele yapay zekanın ve dijitalleşmenin sağlık sekötöründeki önemi de dikkate alındığında hizmet sunumunun kolaylaştırılmasının ve hızlandırılmasının yanı sıra; bu denli nitelikli hizmetlerin sunumunu gerçekleştiren sağlık çalışanlarımız da daha fazla önemsenmeli ve kendilerine daha fazla özen gösterilmelidir. Sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının eğitimleri kadar kariyer gelişimleri ve mesleki itibarları da desteklenmelidir. 2023 yılı; sağlık ve sosyal hizmet çalışanları için mesleki saygınlık yılı olmalıdır. Artık dövülmenin, sövülmenin ötesinde canımıza kast edilen, mesai arkadaşlarımızın hastanelerde katledildiği sağlıkta şiddet olaylarına bizzat devletimiz el koymalıdır. Hukuki düzenlemeler yeterli gibi gözükse de ne yazık ki pratikte uygulamalar yetersizdir. 2023 yılı; sağlıkta şiddeti önlemeye yönelik uygulamalar açısından makro eylem planlarının devreye sokulduğu bir yıl olmalıdır. Bunun yanında; sağlıktaki performans sisteminin teşvik sistemine değil, adeta tehdit sistemine dönüştüğü yeni sorunlar, yine sendika ağalarının duyarsızlığının ve beceriksizliğinin bir ürünüdür. 2023 yılı; sağlıkta teşvik değil, sağlıkta motivasyon yılı olmalıdır.
2022’DE UNUTULDUK, 2023 BİZİM, SAĞLIK VE SOSYAL HİZMET ÇALIŞANLARININ YILI OLSUN
Pandemi dönemi gibi son derece zorlu şartlarda aziz milletimize fedakarca hizmet eden, koşa koşa göreve giden, üstün gayretleri ve canları pahasına aldıkları sorumlulukları ile adeta bir destan yazan sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarımız ne yazık ki 2022 yılında deyim yerinde ise “tamamen” unutulmuştur. Sağlık ve sosyal hizmet çalışanları hem de bizzat hacimde büyük, etkide küçücük pandeminin fiyaskosu sendika ağaları tarafından unutulmuştur. Kendilerine ultra konforlu alanlar oluşturan sendika ağaları, görüyoruz ki sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarını ne 2019’da, ne 2020’de, ne de 2021’de doğru dürüst ziyaret etmedikleri, onların yanlarında olmadıkları gibi, sendikacılığa olan güvene ve örgütlenme bilincine de fazlasıyla zarar getirmişlerdir. Geçen yıl; sorumsuz çıkışları ile hekim ve hekim dışı sağlık çalışanlarının arasını açarak tarihe geçen, otel ortamlarında uluorta lüzumsuz göbek atmaları ile meşhur olanlar, yani pandemide kaybolup da şimdilerde yüzde iki baraj uygulaması için ortalığa fırlayan sendika ağalarının, yine duygu yoğunluklarını uçlarda yaşadıklarına tanık oluyoruz. 2019’da “Bakan terletme” gibi lüzumsuz iddiaları ile kürsü performansı sergileyenler, 2020’de evlerinden çıkamadıkları gibi 2021’de “Bakan İstifa” sloganları ile bol keseden atış talimleri de yapmışlardı. Şimdi bunun bedeli olarak; 2022’de kendilerine Bakanlığın yollarını kapattıranların, temsil edemedikleri sağlık çalışanlarının üzerinde adeta yük olmalarına, ucuz sendikacılık tiyatrolarına tanık oluyoruz.
Daha neler yaşanmadı ki 2022 yılında? “Yetkiliyiz de yetkiliyiz!” diye nara atanların tuttukları dalı kuruttuklarına, altı üstü bir banka promosyonunun bile aylarca içinden çıkamadıklarına şahit olduk. Yaptıkları sendikacılığın kendilerini bile memnun etmediğini gözümüzle gördüğümüz sendika ağalarının elini tutan yoktu, meydan boştu, atış serbestti halbuki. Buna rağmen; bu sendika ağaları 2022 yılında hep tekledi, tökezledi, dümdüz yollarda adeta gidip duvara tosladı. Sahadaki varlıkları, adeta yokluklarını arattı.
İşte bu nedenlerle; 2022’nin son ayarında yani 3 ay önce çalışkan, dinamik, dürüst, deneyimli ve idealist bir kadro hareketi olarak sahanın ihtiyacına istinaden 60 kişilik kurucular kurulu ekibiyle Ankara’da YENİ SENDİKA’mızı kurduk. YENİ SENDİKA, sağlık ve sosyal hizmet çalıaşanlarımızın teveccühü ile çok hızlı bir şekilde yine 60’ın üzerinde ilde tamamen teşkilatlandı, yoğun katılımlarla üye sayısında da ciddi seviyelere ulaştı. Ancak, geçen hafta meclisten geçen ve dün gece resmi gazetede yayımlanan sendikalarla ilgili bir düzenleme ise sahada kafa karışıklığına yol açtı. Daha doğrusu bu düzenleme hacimde büyük, ama icraatta küçücük olan ve hızla eriyen başarısız sendikacıların kafa karıştırmaya çalışmasına zemin hazırladı.
YÜZDE 2’Yİ DANIŞTAY’A GÖTÜRÜYORUZ
Kamuoyunda “sendikalara yüzde 2 barajı” olarak nitelendirilen ve TBMM Genel Kurulu’nda geçen hafta kabul edilen, dün gece de resmi gazetede yayımlanaraj yürülüğe giren yasa içerisinde 11. ve 12. maddelerde yer alan değişiklikler 250 bini aşkın üye için hoşnutsuz, adaletsiz ve hakkaniyetsiz hususlar içermektedir. Kendilerine yaradığı düşüncesi ile bu uygulamayı alkışlayan yüzde 2 üstünün sendika ağaları yüz kızartıcı bir goygoyculuk içinde olduklarının ve talihsiz tarihe gectiklerinin farkında bile değiller. Yarın bu şakşakçılıklarındab utanacaklar, bize abaküs hesabı çeken bu sendika ağaları bugün rahatta olsalar da yarın hepsinin rahatını bozacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın.
Yüzde 2 baraj meselesi ile ilgili önemli bir bilgilendirme yapmak istiyoruz. Öncelikle “sadece bize üye olursanız Ocak ayında 1000 TL alırsınız” diyenlere itibar edilmemesini çalışanlarımıza öneriyoruz. Şöyle ki; 2021 sonunda imzalanan toplu sözleşme gereğince 2022 ve 2023 yıllarının tamamında hukuken ve resmen aslında 1 Ocak 2024’e kadar her sendika üyesi, toplu sözleşme ikramiyesi almaya devam etmek zorundadır. İmzalanan topu sözleşmeler ANAYASA ile ve ULUSLARARASI ÇALIŞMA ÖRGÜTÜ sözleşmeleri ile güvence altına alınmıştır. Şimdi bekliyoruz ve açıkça ifade ediyoruz; Ocak ayında verilmesi gereken toplu sözleşme ikramiyesi, eğer toplu sözleşmeye aykırı olarak sadece yüzde 2 üstündeki sendikalara verilirse; işte o zaman üyemiz olsun olmasın sendikalı olan her bir çalışanımızın hakkı için, hukuku için YENİ SENDİKA GENEL MERKEZİMİZ meseleyi hemen anında, o gün Danıştay’a götürecektir. Ve ianıyoruz ki, geçen yıl yüzde 1 kararını iptal eden Danıştay, sendika ağalarının bu sefer yüzde 2 olarak uygulanmasını istediği bu garabet uygulamayı reddedecektir.
“Bize üye olursanız 15 Ocak'ta 1000 TL alacaksınız” diyenler çalışanlarımızı şöyle aldatmaya çalışıyorlar: Bugün itibariyle toplu sözleşme ikramiyesi 706 TL’dir. Ocak ayında gelecek muhtemel zamlarla birlikte toplu sözleşme ikramiyesinden, üye aidatını düştüğümüzde üyenin cebine kalacak olan en fazla 600-650 TL olabilir. Bunu da üç ayda bir alındığı için; aya böldüğümüzde aylık üyenin cebine girebilecek olan rakam en fazla 200-220 TL civarında olur. Sendika ağaları “Diğer, yüzde 2 altındaki sendika üyelerine hiçbir isim altında sendika ikramiyesi olmayacak, onların üyelerinin aidatı da ceplerinden çıkacak” diyorlarmış. Bu da kocaman bir yalandır. Resmi gazetede henüz yayımlanan bu düzenlemeyi -yine söylüyoruz- YENİ SENDİKA Genel Merkezimiz hemen Danıştay’a götürecektir. Bakınız, yine de bu haliyle bile yüzde 2 altındaki sendika üyelerinin alacağı kısmi destek ve aidat birbirini karşılayacak orandadır. Hiç kimsenin zerre kadar kuşkusu olmasın. Hangi sendikaya üye olursa olsun kimsenin sendika üyeliğinden dolayı maddi bir zararı olmaz. Gördüğünüz gibi; sözde ballandıra ballandıra anlattıkları ikramiye desteklerinin ederi tutarı aylık 200 TL’dir. Peki önümüzdeki süreçte aylık 200 TL ile bizim sağlık ve sosyal hizmet çalışanı arkadaşlarımızı kendilerine mahkum etmeye çalışanların geçmiş 6 ayda bize kaybettirdikleri nelerdir? Şimdi neleri örtbas etmeye çalışıyorlar? Bir bakalım...
2022 SENDİKACILIK ADINA BAŞARISIZLIK YILIDIR
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının enflasyon hesaplayıcısını kullanarak, yaptığımız hesaplara göre 2021 Aralık ayı ile 2022 Temmuz ayı arasındaki maaşlardaki bir sağlık çalışanı arkadaşımızın enflasyon kaybı 6 ayda toplam 14 bin 300 TL’dir. Bu da aylık 2 bin 200 TL’ye denk gelmektedir. Şimdi bu pandeminin başarısız sendikal figüranları tutmuşlar, başımıza aylık 2 bin 200 liralık zarar açmışlar. Dönüp 200 TL ile kendilerini kurtarmaya çalışıyorlar.
Sendika ağaları neredeyse “asgari ücrete gelen zam oranı kadar zam oranı talebimiz var” diyecekler. Allah aşkına! Asgari ücret; geçim derdi içinde olan emekçiye asgari verilen bir ücrettir. Hangi artışta olursa olsun; asgari ücretin ismi ve şekli asgari ücrettir. 2022’nin şu son günlerinde; biz sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarını asgari ücrete yaklaştıran tabelası yetkili, ağası etkisiz sendikaların bu rakamlardan bizleri uzaklaştırmak yerine adeta bu rakamları kabul edercesine açıklama çabaları içinde olduklarına şahit oluyoruz. Kendi maaş oranlarına cömert, biz sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının maaş oranlarına cimri olan sendika ağalarının bizim adımıza hamasi cümle kurma mizansenlerini reddediyoruz. 2023 yılı; sağlık ve sosyal hizmet çalışanları için yüzde 60’tan fazla net zam oranına kapı aralamalıdır. Sağlık ve sosyal hizmet çalışanları artık nefes almalıdır.
YENİ SENDİKA olarak; tüm sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının daha iyi çalışma şartlarına ulaşması amacıyla yenilikçi düşünceleri öncelikli gören ve çok sesliliği önemseyen bir anlayışıyla bağımsız sendikacılık faaliyetleri yapmayı vazgeçilmez bir ilke olarak kabul etmekteyiz. Bu amaçla sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarımızın ekonomik, sosyal, kültürel ve mesleki kazanımları ile hak ve menfaatlerini koruyup geliştirmeyi, sendikal faaliyetlerde ahlaki ilkelere uygun davranmayı, çalışanların insan onuruna yaraşır bir yaşantıya kavuşmasını, emeğin ve alın terinin yüce bir değer olduğunu kabul ederek çalışma hayatında liyakat ilkesinin hâkim kılınması için çalışmalar gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Bu bağlamda sendikal hak ve özgürlüklerin kısıtlanması anlamına gelebilecek olan her türlü talihsiz girişimi reddetmekten asla geri durmayacak ve her ortamda, her türlü şartta, en cesur ve en aktif şekilde sendikal mücadelemizi tereddütsüz bir şekilde sürdürmeye devam edeceğiz. Hep birlikte göreceğiz; yeni yıl, YENİ SENDİKA’nın yılı olacaktır.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.