Karalahana sarmasının da literatüre girmesiyle birlikte Rize’nin coğrafi işaretli ürün sayısı 17’ye yükseldi.

Etli karalahana sarması, özellikle kış aylarında sofraların vazgeçilmezi olarak öne çıkıyor. Taze karalahanaların haşlanmasının ardından içerisine özel baharatlarla harmanlanmış iç harç sarılıyor. Titizlikle tencereye dizilen sarmalar, piştikten sonra genellikle yoğurt ve mısır ekmeği eşliğinde servis ediliyor. Yeme süresi dakikalarla sınırlı olsa da, hazırlık aşaması saatler süren bu lezzet, zahmetli yapım sürecine rağmen hem evlerde hem de yöresel lokantalarda rağbet görüyor.

Geçmişten günümüze bu lezzetin bazı detaylarında değişiklikler yapıldığını belirten Necibe Oflu, eski usullerde kaburga kemiği ve satır etinin tercih edildiğini, günümüzde ise kıyma ile daha pratik hale getirildiğini söyledi. Oflu, “Karalahana sarması eskiden sobaların üzerinde pişerdi. Şimdi ise ocaklarda bakır tencerelerde kolayca hazırlıyoruz. Lezzetini koruyarak günümüz damak tadına uyarlıyoruz” dedi.

Etli karalahana sarmasına dışardan gelen ziyaretçilerin ilgisinin yoğun olduğunu dile getiren Oflu, kültürel değerleri yaşatmak adına bu tür yöresel yemekleri tanıtmaya devam ettiklerini belirtti. “Büyüklerimiz ve orta yaş grubumuz bu lezzeti severek tüketiyor. Ancak gençlerimiz genellikle hazır yemekleri tercih ediyor. Biz de bu geleneksel tatları güncel hale getirerek yeni nesle tanıtmaya çalışıyoruz” diye konuştu.

Coğrafi işaretle birlikte Rize’nin mutfak kültüründe önemli bir yere sahip olan karalahana sarması, hem tescilli bir ürün olarak korunuyor hem de gelecek kuşaklara aktarılmaya devam ediyor.