pkk'lı taziyesinde türk bayrağı türk bayrağı altında taziye kabul edildi
öldürülen pkk'lının akrabaları çocuklarının kandırıldığını iddia ederek: "biz atalarımızdan beri devletimize ve milletimize sadık insanlarız" "birileri bu cenaze üzerinden, bu kan üzerinden rant elde etmek için uğraştı" "kürt temsilcisi olarak seçilen insanlar meclis'e değil, kuşadası'na gidiyor"
Muş'un Korkut ilçesinde defnedilen PKK'lı Sezer Arslan'ın ailesi, taziye evine Türk bayrağı astı.
Hakkari'nin Çukurca ilçesi kırsalında yapılan operasyonlarda öldürülen 24 PKK'lıdan Muşlu Sezer Arslan'ın ailesi, taziyeleri Türk bayrağı altında kabul etti. Korkut ilçesine bağlı İçboğaz köyündeki taziye evinin içine ve dışına Türk bayrakları asan Arslan ailesi, çocuklarının kandırılarak dağa götürüldüğünü savundu.
Sezer Arslan'ın amcası Halil Arslan, yeğenin Hakkari Anadolu Öğretmen Lisesi'nde eğitim gördüğünü ve 2009 yılında örgüte katıldığını söyledi. Köydeki herkesin devletini sevdiğini kaydeden Halil Arslan, bugün de yeğeninin cenazesinin geldiğini ifade etti. Polis ve asker öldürerek hiçbir şey kazanılmayacağını vurgulayan Arslan, "Biz kiminle savaşıyoruz? Polisimizi ve askerimizi öldürerek hiçbir şey kazanamayız. Biz Çanakkale'de 7 düvelle savaştık ve devletimizi kurduk. Artık kimseyle savaşmayacağız. Biz
atalarımızdan beri devletimize ve milletimize sadık insanlarız. Kürt kökenli bir vatandaş olarak Türkiye'nin batısında ne varsa doğusunda da olmasını isterim. Biz herkesten daha fazla devletimize ve milletimize sadık insanlarız. Yeğenimizi okuyup vatanına milletine hayırlı olsun diye gönderdik, dağa çıkması için göndermedik" dedi.
Sezer Arslan'ın babası Mehmet Arslan ise, oğlunun kandırılarak dağa çıkarıldığını ve kesinlikle vatan haini olmadıklarını belirterek, "Oğlumu okuması için Hakkari'ye gönderdim. Orada kandırıp dağa çıkardılar. Bizim ordumuz, bayrağımız birdir. Biz hain değiliz. Oğlumu öldürdüler, başkaları ölmesin istiyoruz. Biz Müslüman'ız, aynı vatan, aynı bayrak altında yaşamak istiyoruz" diye konuştu.
Sezer Arslan'ın cenazesini Malatya'dan aldıklarını ve herhangi bir propagandaya mahal vermemek için gece vakti defnettiklerini kaydeden İçboğaz Muhtarı Mahmut Arat ise, "Sezer, Hakkari Anadolu Öğretmen Lisesi'ni kazandı ve okuması oraya gönderdik. 2009 yılında bu çocuk kandırılarak dağa çıkarıldı ve silahlı güçlere karşı silahlandırıldı. O günden bu yana aile olarak büyük bir üzüntü içerisindeyiz. Çocuğu bulmak için Hakkari'de güvenlik güçleriyle çok çaba sarf ettik ama bir sonuç alamadık. Çukurca'da
yaşanan çatışmada öldürüldüğü haberini aldık ve Malatya'ya gidip cenazeyi teslim aldık. Cenazeyi gece aldık ve propagandaya meydan vermemek için hemen defnettik. Bugün duyduğumuz üzüntüyü 2009 yılında duymuştuk. Bugün cenazemize kavuşmanın sevinci içerisindeyiz. Birileri bu cenaze üzerinden, bu kan üzerinden rant elde etmek için uğraştı. Biz köy halkı olarak, ailesi olarak buna izin vermedik. Bizi aradılar ve acının hepimizin olduğunu söylediler. Biz de acının sadece aileye ve biz ait olduğunu söyledik.
Taziyeye gelen herkesin başımızın üstünde yeri var ama cenaze üzerinden siyaset yapmak, rant elde etmek kimsenin haddi değildir. Bu şekilde köyümüze kimsenin gelmesine de izin vermeyiz" ifadelerini kullandı.
Köydeki herkesin devletine ve milletine sadık olduğunu ifade eden Mahmut Arat, "Bu cenazeler üzerinden rant edenlerin çocuklarını da görüyoruz. Ciplerle geziyorlar. Kürt temsilcisi olarak seçilen insanlar Meclis'e değil, Kuşadası'na gidip güneşleniyor. Biz bu insanları görüyoruz, onların daha önce ne olduğunu da biliyoruz. Bunlar, kan üzerinden kendi çıkarları için bu gençleri kandırıyorlar ve dağa çıkarıyorlar. Bizim başımıza geldi, başka ailelerin başına gelmesini istemeyiz. Biz devletimize ve
milletimize sadık insanlarız" açıklamasını yaptı.
Hakkari'nin Çukurca ilçesi kırsalında yapılan operasyonlarda öldürülen 24 PKK'lıdan Muşlu Sezer Arslan'ın ailesi, taziyeleri Türk bayrağı altında kabul etti. Korkut ilçesine bağlı İçboğaz köyündeki taziye evinin içine ve dışına Türk bayrakları asan Arslan ailesi, çocuklarının kandırılarak dağa götürüldüğünü savundu.
Sezer Arslan'ın amcası Halil Arslan, yeğenin Hakkari Anadolu Öğretmen Lisesi'nde eğitim gördüğünü ve 2009 yılında örgüte katıldığını söyledi. Köydeki herkesin devletini sevdiğini kaydeden Halil Arslan, bugün de yeğeninin cenazesinin geldiğini ifade etti. Polis ve asker öldürerek hiçbir şey kazanılmayacağını vurgulayan Arslan, "Biz kiminle savaşıyoruz? Polisimizi ve askerimizi öldürerek hiçbir şey kazanamayız. Biz Çanakkale'de 7 düvelle savaştık ve devletimizi kurduk. Artık kimseyle savaşmayacağız. Biz
atalarımızdan beri devletimize ve milletimize sadık insanlarız. Kürt kökenli bir vatandaş olarak Türkiye'nin batısında ne varsa doğusunda da olmasını isterim. Biz herkesten daha fazla devletimize ve milletimize sadık insanlarız. Yeğenimizi okuyup vatanına milletine hayırlı olsun diye gönderdik, dağa çıkması için göndermedik" dedi.
Sezer Arslan'ın babası Mehmet Arslan ise, oğlunun kandırılarak dağa çıkarıldığını ve kesinlikle vatan haini olmadıklarını belirterek, "Oğlumu okuması için Hakkari'ye gönderdim. Orada kandırıp dağa çıkardılar. Bizim ordumuz, bayrağımız birdir. Biz hain değiliz. Oğlumu öldürdüler, başkaları ölmesin istiyoruz. Biz Müslüman'ız, aynı vatan, aynı bayrak altında yaşamak istiyoruz" diye konuştu.
Sezer Arslan'ın cenazesini Malatya'dan aldıklarını ve herhangi bir propagandaya mahal vermemek için gece vakti defnettiklerini kaydeden İçboğaz Muhtarı Mahmut Arat ise, "Sezer, Hakkari Anadolu Öğretmen Lisesi'ni kazandı ve okuması oraya gönderdik. 2009 yılında bu çocuk kandırılarak dağa çıkarıldı ve silahlı güçlere karşı silahlandırıldı. O günden bu yana aile olarak büyük bir üzüntü içerisindeyiz. Çocuğu bulmak için Hakkari'de güvenlik güçleriyle çok çaba sarf ettik ama bir sonuç alamadık. Çukurca'da
yaşanan çatışmada öldürüldüğü haberini aldık ve Malatya'ya gidip cenazeyi teslim aldık. Cenazeyi gece aldık ve propagandaya meydan vermemek için hemen defnettik. Bugün duyduğumuz üzüntüyü 2009 yılında duymuştuk. Bugün cenazemize kavuşmanın sevinci içerisindeyiz. Birileri bu cenaze üzerinden, bu kan üzerinden rant elde etmek için uğraştı. Biz köy halkı olarak, ailesi olarak buna izin vermedik. Bizi aradılar ve acının hepimizin olduğunu söylediler. Biz de acının sadece aileye ve biz ait olduğunu söyledik.
Taziyeye gelen herkesin başımızın üstünde yeri var ama cenaze üzerinden siyaset yapmak, rant elde etmek kimsenin haddi değildir. Bu şekilde köyümüze kimsenin gelmesine de izin vermeyiz" ifadelerini kullandı.
Köydeki herkesin devletine ve milletine sadık olduğunu ifade eden Mahmut Arat, "Bu cenazeler üzerinden rant edenlerin çocuklarını da görüyoruz. Ciplerle geziyorlar. Kürt temsilcisi olarak seçilen insanlar Meclis'e değil, Kuşadası'na gidip güneşleniyor. Biz bu insanları görüyoruz, onların daha önce ne olduğunu da biliyoruz. Bunlar, kan üzerinden kendi çıkarları için bu gençleri kandırıyorlar ve dağa çıkarıyorlar. Bizim başımıza geldi, başka ailelerin başına gelmesini istemeyiz. Biz devletimize ve
milletimize sadık insanlarız" açıklamasını yaptı.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.